| Bak, bana bir iyilik yaptığını biliyorum, tamam mı, ki bunu takdir ediyorum ama sadece bir şeye daha ihtiyacım var. | Open Subtitles | انظر ، أنا أعلم أنك فعلت لي معروف من قبل حسناً ، وانا أقدر ذالك ولكن أنا بحاجة فقط إلى شيء واحد |
| O çocuk için de her şeyi yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | لذا أنا أعلم أنك فعلت ما بإستطاعتك من أجل هذا الصبى |
| Ne yaptığını biliyorum. Beni kızdırmaya çalışıyorsun ama bu sefer işe yaramayacak. | Open Subtitles | أعلم ما تحاول فعله، أنت تُحاول إغضابي، ولكن لن ينجح هذه المرة. |
| Eskiden kötü şeyler yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | تونى" ، أعلم بأنك فعلت " بعض الأشياء السيئة عندما عُدت آنذاك |
| İnandığın şeyi yaptığını biliyorum, hepimiz aynısını yapıyoruz. | Open Subtitles | اعلم انك تفعل ما تؤمن به وهو امر يمكن ان يفعله كلنا وينبغي لنا ذلك |
| Doğru olduğuna inandığını yaptığını biliyorum, ama bırak davasını kanıtlasın. | Open Subtitles | أنا أعرف أنك فعلت ما إعتقدت انه صحيح و لكن دعه يحاول إثبات قضيته |
| Çünkü bizim yaptığımızdan çok daha kötülerini yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | لاني على علم باشياءٍ قام بها اسوء بكثير مما نفعله |
| Bak, bunu karını kurtarmak için yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك تفعل هذا الأمر لانقاذ زوجتك |
| Şimdi kafandan bunun senin hatan olduğuna dair bir liste yaptığını biliyorum ama yapma. | Open Subtitles | أعرف أنّك الآن، ستقوم بتكوين لائحة في رأسك، حيث يمكن أن يكون هذا بسببك. أرجوك، لا تفعل. |
| Yapacağını hiç düşünmediğin şeyleri yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك فعلت أشياءاً لم تكن تظن أنك قد تفعلها |
| Bak, elinden gelen her şeyi yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | أنظري, أعلم أنك فعلت كل شيء يمكنك فعله |
| Benim için yaptığını biliyorum baba. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك فعلت ذلك من أجلى,أبتٍ. |
| 30 yıl önce ne olduğunu biliyorum. O adamın sana ne yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم ما حدث لك قبل 30 عاما أعلم ما فعله بك هذا الرجل |
| The Banner'ın size ne yaptığını biliyorum, ama The Banner'ın her kelimesinin arkasındayım. | Open Subtitles | أنا أعلم ما فعلته بك البانر ولكنى أومن بكل كلمة |
| Bunu benim için yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنك فعلت كل تلك الجلبة من أجلي |
| Elinden gelenin en iyisini yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنك فعلت أفضل ما يمكنك, |
| İnandığın şeyi yaptığını biliyorum, hepimiz aynısını yapıyoruz. | Open Subtitles | اعلم انك تفعل ما تؤمن به وهو امر يمكن ان يفعله كلنا وينبغي لنا ذلك |
| Hayır, senin yaptığını biliyorum. O, babanın ortağıydı. | Open Subtitles | لا، أعرف أنك فعلت هذا لقد كان شريك والدك |
| Çünkü bizim yaptığımızdan çok daha kötülerini yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | لاني على علم باشياءٍ قام بها اسوء بكثير مما نفعله |
| Bunu onun için yaptığını biliyorum. Onun için yakılmayı göze alıyorsun. | Open Subtitles | أعلم أنك تفعل هذا من أجلها إنك تخاطر بالموت حرقًا من أجلها. |
| Tüm filmlerinde öbür dünyadan iletişime geçen kötü ruhlar için araştırma yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّك بحثت بأمر الأرواح الشريرة التي تأتي من الآخرة لكلّ أفلامك. |
| Sadece işini yaptığını biliyorum, çok da iyi yapıyorsun. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنك كنت مجرد القيام بعملك، وفكرة جيدة في ذلك. |
| Kira, bu yaptıklarını niye yaptığını biliyorum galiba. | Open Subtitles | كيرا أنا أستطيع تخيل ما الذي عليك التفكير به لفعل شيء كهذا |
| Neden yaptığını biliyorum ama son bulmalı. | Open Subtitles | أَعْرفُ لِماذا أنت تَعْملُ هذا، لَكنَّه يَجِبُ أَنْ يَتوقّفَ. |
| Ne yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف ماقمت به |
| Bana yardım etmek için gereğinden fazlasını yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك تفعل كل ما بأستطاعتك لمساعدتي |
| İşini yaptığını biliyorum, ama bende kendi işimi yapmalıyım. | Open Subtitles | أعلم أنك تقوم بوظيفتك ولكن دعني أقوم بوظيفتي |
| Ama onların yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | ولكن أنا أعلم أنه كان لها؛ كلهم. |