Burada işleri batırman için bana ihtiyacın yok, Sidney. Yani, Yaptığın tek şey hata yapmak zaten. | Open Subtitles | لست بحاجة لمساعدتي لتخفق سيدني، كل ما تفعله هو الأخطاء |
Senin Yaptığın tek şey öldürmek. Hiç aşık oldun mu? | Open Subtitles | كل ما تفعله هو القتل هل شعرت بالحب من قبل ؟ |
Yaptığın tek şey bana bir çocukmuşum gibi davranıp sürekli ne yapmam gerektiğini söylemekten ibaret. | Open Subtitles | كل ما تفعله هو علاج لي مثل طفل، تقول لي ما يجب القيام به في كل وقت. |
Yaptığın tek şey orada öylece oturmak. | Open Subtitles | كل ما تفعله هو أن تجلس هنا ، و تتكلم . أتعرف! |
Yaptığın tek şey... bu insanları boş yere ümitlendirmek. | Open Subtitles | كل ما تفعله هو إعطاء الناس أملاً زائفاً |
Yaptığın tek şey, bu insanları boş yere ümitlendirmek. | Open Subtitles | كل ما تفعله هو إعطاء الناس أملاً زائفاً |
Ve Yaptığın tek şey sahte kimlik satmak, | Open Subtitles | ورأيت كل ما تفعله هو بيع وصفات زائفة، |
Yaptığın tek şey; konuşmak, amına koyayım! | Open Subtitles | كل ما تفعله هو التحدث |