Altı saatlik uçak yolculuğu. Yarım günde git, Yarım günde dön. | Open Subtitles | الرحلة تستغرق اربع ساعات نصف يوم هناك ونصف يوم عندما تعود |
Ama KArtal geçidini kullanırsak, bu bizi Yarım günde kurtarır. | Open Subtitles | لكن لو مررنا من ممر النسر فسنوفر نصف يوم من المسير تقريبا |
Yarım günde bu kadar ilerleme kaydettiysem bir ayda neler elde ederim sence? | Open Subtitles | و إن توصلتُ إلى هنا خلال نصف يوم فإلى أين برأيك يمكن أن أصل خلال شهر؟ |
SGS belgeleri Yarım günde teslim etti. | Open Subtitles | أوه، وزارة الدفاع اتت لنا بتقارير في نصف يوم. |
Yani, gerçekçi olalım. Sana Yarım günde falan ulaşabilirim. | Open Subtitles | أقصد، لنكن واقعيين، يمكنني أن أقابلك خلال نصف يوم. |
Seni bulmuş olmasaydık Yarım günde ölürdün. | Open Subtitles | لكنت مت فى غضون نصف يوم لو لم نجدك |
Kardeşinden çetin ceviz çıktın. Onu Yarım günde öttürdük. | Open Subtitles | أنتِ أقوى من أخيك لقد حطمته في نصف يوم |
Yarım günde de Daniel'e ulaşırız. | Open Subtitles | لتقل نصف يوم اخر لنصل الي مكان دانيال |
Ve sen de koca şişeyi Yarım günde kullandın. | Open Subtitles | وأنت إستعملت أنبوبة كـاملة في نصف يوم. |
Yarım günde mi? | Open Subtitles | كل ذلك في نصف يوم |
Daha Yarım günde, Buck ve Wayne, kendilerinin George Lucas ve Steven Spielberg olduklarına inandılar. | Open Subtitles | وفي خلال نصف يوم بووك) و (ويين) كانا واثقين) (انهم (جورج لوبيز (و (ستيفين سيلبيرغ |
Yarım günde bitireceğiz. | Open Subtitles | نحن سوف ينتهي في مثل نصف يوم. |
Hem de Yarım günde! Teşekkür ederim. | Open Subtitles | نصف يوم أشكرك |