Oh, Tanrım, yaralanmadın, değil mi? | Open Subtitles | يا اللهى انت لم تصاب, أليس كذلك؟ |
Miami'de geçirdiğin 10 yılda hiç yaralanmadın. | Open Subtitles | عشرة سنوات في "ميامي" ولم تصاب بُجرح أبداً |
Tatlım, bence korku; gerçek saldırıdan-ki kesinlikle anlıyorum çok daha kötüydü ama iyi haber, yaralanmadın bu yüzden akşamımızı mahvetmeyelim. | Open Subtitles | عزيزى، أعتقد أنك خوفك هذا زائد عن الحد. أقدر ما حدث لك... و لكن من الجيد أنك لم تصاب... |
Olamaz, sen yaralanmadın, değil mi tatlım? | Open Subtitles | أوه, كلا, أنت لم تصابي, أليس كذلك، يا عزيزتي؟ |
Bugün sola döndüğün için yaralanmadın Elaine. | Open Subtitles | إيلين " لم تصابي اليوم لأنك لم تأخذي اليسار " |
Pekâlâ, son maç iyiydin, kaybettin ama yaralanmadın. | Open Subtitles | القتال الأخير كان فوضوياً ولكنك لم تتأذى |
En azından ağır yaralanmadın. | Open Subtitles | على الأقل لم تتأذى بشكل سيئ |
Neyse ki işimize yarayan taraftan yaralanmadın. | Open Subtitles | على الأقل أنت لم تصاب في أماكن خطيرة. |
Niçin o patlamada yaralanmadın? | Open Subtitles | لماذا لم تصاب في الانفجار ؟ |
yaralanmadın, değil mi? | Open Subtitles | لم تتأذى صحيح؟ |