"yararı yok" - Traduction Turc en Arabe

    • لا فائدة
        
    • لا جدوى
        
    • بلا جدوى
        
    • لا يساعد
        
    • لا يفيد
        
    • لا يساعدَ
        
    • إنهُ من دون جدوى
        
    • هناك فائدة
        
    • يفيد أي
        
    • هناك جدوى
        
    • لَنْ يُساعدَ
        
    • لألفاظك أيتها الشابة
        
    Geri gitmenin bir yararı yok, parlak ışıklara alışsak iyi olacak. Open Subtitles الآن لا فائدة من الرجوع للوراء ربما نعتاد عل الأضواء الساطعة
    Terk edilmişti elektrik kablosu çekili değildi hiç yararı yok. Open Subtitles لقد كانت مهجورة لا راديو شغال في الطريق لا فائدة
    Barbara'nın ölümünü en büyük teselli değilmiş gibi göstermenin yararı yok. Open Subtitles لا فائدة من التظاهر بأن وفاة بربارة لم تكن مريحة جدا
    yararı yok. Halat olmadan bunu kıpırdatamayacağız. Open Subtitles لا جدوى , لن نستطيع تحريكة بدون أوزان وحبال
    Yeter. Bunun yararı yok. Open Subtitles . حَسَناً ، هذا يكفي . هذا بلا جدوى
    Kaplumbağa kabuğuna benziyor ama bunun pek bir yararı yok. Open Subtitles أعني ، إنها تبدو كصدفة سلحفاة لكن هذا لا يساعد
    Bu yüzden bir dizi yoksul ulke hastalıgını bir dizi zengin ülke hastalıgıyla degistirmenin yararı yok. TED ولذلك لا فائدة من مقارنة أمراض بلدان فقيرة مع أمراض بلدان غنية
    Bak, yardım etmek istemen son derece tatlı, ama yararı yok. Open Subtitles أنصتي، إنه للطف منكِ أن تحاولي المساعدة، لكن لا فائدة
    Onunla böyle konuşmanın bir yararı yok. Sizi anlamıyor ki. Open Subtitles لا فائدة من التحدث إليها هكذا إنها لا تفهم ما تقول
    Açıklamanın yararı yok. Asker olduğuna göre bunu bilmen lazım. Open Subtitles لا فائدة من الشرح أنت رجل عسكري وتعلم ذلك
    Ama yararı yok. Köyümüzün kaç adam gönderdiğini düşün. Daha önce hiç başaran olmadı. Open Subtitles لا فائدة فكر كم عدد رجال قريتنا الذين أرسلناهم لا أحد منهم نجا
    Öyleyse görüyorsun, oylamanın bir yararı yok, değil mi? Open Subtitles هل رأيتِ لا فائدة من التصويت, أليس كذلك؟
    Kesinlikle berbat bir dansçıyım, hiç bir yararı yok Marge asla benimle beraber olmayacak. Open Subtitles لا فائدة من الجهد. مارج لن تختارني ابدا. هيا، تريجير.
    yararı yok. Onlardan ayrı düştük artık. Ama neyse ki sen bizimlesin. Open Subtitles نعم, لا فائدة لقد تفرقنا , على الأقل نحن برفقتك
    yararı yok, başka bir yolu yok, riske girmeliyiz. Open Subtitles لا فائدة الآن، ليس هناك طريقة أخرى، علينا أن نخاطر
    iyi, arkadaşlarını korumanın hiçbir yararı yok. Open Subtitles حسناً, لا جدوى من محاولةالتغطية على أصدقائك
    Konuşmanın yararı yok, nasıl hareket edeceğini düşünüyorsun. Open Subtitles لا جدوى من الحديث، أنت تفكرين كيف تتصرّفين.
    Artık yararı yok. Oldu bitti. Open Subtitles الأمر بلا جدوى لقد انتهى الأمر
    Çünkü şu an söylediklerinin Kirk'e yararı yok Open Subtitles لأن ما تقوله الآن لا يساعد "كيرك" بأي شكل من الأشكال
    Bunun kimseye yararı yok, biliyorsun. Open Subtitles هذا لا يفيد أحدا, انت تعلم ذلك
    Bunun bana bir yararı yok. Open Subtitles تلك . ذلك لا يساعدَ.
    yararı yok. Open Subtitles إنهُ من دون جدوى.
    Ve eğer kitabı bize vermezsen, senin için hiçbir yararı yok. Open Subtitles ، إذا لم تعطينا الكتاب حينها لن تكون هناك فائدة منك
    Öylece etrafta gezip şehri altüst edemezsin. Bunun kimseye yararı yok. Open Subtitles لا يُمكن أن تجوب أنحاء المدينة, وتقتل كل من فيها,هذا لن يفيد أي أحد.
    Yapma Christian. Bir yararı yok. Git artık. Open Subtitles لا يا كريستيان، ليس هناك جدوى فقط إرحل
    Susan'ın sinirleri çok gergin. Bu tür soruların yararı yok. Open Subtitles سوزان كَانتْ تحت الإجهادِ الفظيعِ، وذلك النوعِ مِنْ التحقيقِ لَنْ يُساعدَ.
    yararı yok! . Yaptığın babana saygısızlık. Open Subtitles انتبهي لألفاظك أيتها الشابة أنا أفعل ما يريده والدك وحسب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus