Öyleyse bu bir yaratık değil. Başka bir şeyle uğraşıyoruz. | Open Subtitles | إذن هذا ليس مخلوقا نحن نتعامل مع شيء آخر |
Fyedka bir yaratık değil. | Open Subtitles | فيدكا ليس مخلوقا ما يا أبي |
Sanırım seni hakiki bir aktris yapabilirim, hünerli bir yaratık değil. | Open Subtitles | -أعتقد أني أستطيع أن أصنع منك ممثلة صادقة و ليس مخلوق ماكر |
Şansölye'nin ne söylediğini hatırlayın. O bir yaratık değil, bu bir prensip meselesi. | Open Subtitles | تذكر ما قاله المستشار - انه ليس مخلوق - |
Kiliselerin çoğu Şeytan'ın varlığına inansa da, ben onun boynuzlu elinde yabası olan bir yaratık değil, baştan çıkarmanın sembolü olduğunu düşünürüm. | Open Subtitles | الكثير فى الكنيسه يهزمون الشيطان بهدوء بسيط لكننى أعتقد أنه رمز للإغراءِ ليس وحش بقرون |
O gerçek bir yaratık değil. | Open Subtitles | أنه ليس وحش حقيقى |