Farklı bir gerçeklik yaratıp, hipnoz aracılığıyla insanları bunu asıl gerçek olduğuna inandırabilir. | Open Subtitles | خلق النسخة المتباينة حقيقة أيّ هم يمكن أن ثمّ مشروع خلال التنويم المغناطيسي. |
Ben, geçici bir sorun yaratıp kalıcı sorununu çözmenden bahsediyorum. | Open Subtitles | أتحدث عن خلق مشكلة مؤقتة تسمح لك بشطف المشكلة الدائمة |
Atalarımız ağaçlardan indikleri zaman bu esnek beceri karmaşık araçlar yaratıp onları ustalıkla kullanmalarını sağladı. | TED | وعندما نزل أسلافنا من على الأشجار، مكّنتهم هذه القدرة على الإمساك بمرونة من خلق واستخدام أدوات معقّدة. |
Başlangıçta, o Tek Güç ışığı yaratıp dünyayı ve üzerinde yaşayan canlıları yaratana dek sadece karanlık vardı. | Open Subtitles | كانت الظلمات تغمر الكون فى بدء الحياه ثم خلقت القوه الإلهيه النور |
Sana göre de bir kadın yaratıp sonra da o ceset torbasıyla sevişmeliydim, değil mi? | Open Subtitles | إذا كان يجب أن أنشأ امرأة حتى أمارس الجنس مع جثة؟ |
Kararlı ve yapay solucan delikleri yaratıp gezegenler arasında hatta diğer galaksilere yolculuk etmemizi sağlayan bir cihaz. | Open Subtitles | بوابة النجم؟ إنها جهاز يخلق ثقب دودي صناعي ومستقر حيث يسمح لنا بالسفر بين الكواكب الأخرى بما فيها المجرات |
Benim gibi binlerce kadının ayağa kalkıp diğer genç kadınları desteklediğini ve birlikte hepimiz için fırsatlar yaratıp lehimize kararlar aldığını hayal edin. | TED | تخيلوا معي عالَمًا حيث يقف الآلاف منا ويساندون باقي الفتيات معًا، لخلق فرص وخيارات تخدم مصلحة الكل. |
Çok yüce bir Tanrı, tüm kainatı yaratıp daha sonra var olduğuna dair delil vermedi mi? | Open Subtitles | الله بقوته خلق الكون ثم قرر عدم اعطائنا أى شئ على وجوده؟ |
Özel olmazsa, şey, bunun sizin için sorun yaratıp yaratmadığını sorabilir miyim? | Open Subtitles | إذاً، بدون تفاصيل، هل ذلك خلق أيّة مشاكل معك ؟ |
Vücudunun içinde bir güç alanı yaratıp patlayana kadar büyütebileceğimi biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم أنني أستطيع خلق مجال قوة داخل جسم شخص ما و توسيعه حتى ينفجر جسم هذا الشخص ؟ |
Kendisini ateşleyen şey bu fantezi. Romantik bir akşam yaratıp her kurbanıyla bunu tekrarlıyor. | Open Subtitles | ،هذه النزوة تحفز اندفاعه يعيد خلق أمسية رومانسية ويكررها مع جميع ضحاياه |
Onlar kolayca kanıt yaratıp beni katil olarak gösteren birileri. | Open Subtitles | هم أشخص يمكنهم بسهولة خلق دليل يجعلنى قاتل |
Patlama vakum etkisi yaratıp bütün oksijeni emdi. Yangın sönmüş oldu. | Open Subtitles | الإنفجار خلق حلقة فراغية سحبت كل الأكسجين للخارج مما تسبب في إخماد الحريق. |
Beynini direkt olarak bilgi bölümüne bağladık. Kimsenin beklemediği ama çipin yaptığı bir şey. Beynimde olayın sanal bir görüntüsünü yaratıp içinde gezebiliyorum. | Open Subtitles | إنه شيء تفعله الشريحة لم يتوقعه أحد يمكني خلق صورة إفتراضية من حدث في عقلي |
Bak, geçen yılımın yarısını sevgili bulma sitelerinde en iyi adayları görmek için bir algoritma yaratıp elektronik tablonun içine indirmekle zamanımı harcadım. | Open Subtitles | انظر ، لقد امضيت نصف سنة لمحاولة خلق خوارزمية لعمل تطبيق للمواعدة ويجلب افضل النتائج ومن ثم اقوم بتصنيفهم في جداول بيانات اكسل |
"Yüce Tanrı ırkları: beyaz, siyah, sarı, Malay ve kızıl renkte yaratıp hepsini farklı kıtalara yerleştirdi." | Open Subtitles | خلق الله سبحانه وتعالى الأجناس.. الأبيض، والأسود، والأصفر، الملايو، والأحمر. |
Sorunlar yaratıp, şu sürekli duyduğum şirket birleşmesi gibi kendi uydurduğun sorunlarla ilgili endişe duyuyorsun. | Open Subtitles | خلقت مشاكل و تعوض عن مشاكل خيالية مثل أندماج الشركتين هذا الذي تقلق بشأنه |
Yeni bir kimlik yaratıp yeraltına gidecektim. | Open Subtitles | لقد خلقت هوية جديدة، إنزل تحت الأرض |
İpek Yolunu senin yaratıp yürüttüğünü söyledi. | Open Subtitles | قالت إنك أنت من أنشأ وأدار "سيلك رود" |
Bir sivrisineği ezmek bile zincirleme reaksiyon yaratıp bugünü değiştirebilir. | Open Subtitles | حتى قتل ذبابة يمكن أن يخلق سلسلة من التغيرات |
Bunu, bir şok dalgası yaratıp buzun altından gelen yansımaları kaydetmek için kullanacağız. | Open Subtitles | سنستخدمها لخلق موجة صدمية ونُسجل الأصداء المرتدة من تحت الجليد |
Beynimde olayın sanal bir görüntüsünü yaratıp içinde gezebiliyorum. | Open Subtitles | يمكني صنع نسخة إفتراضية من حدث وبعدها يمكني الخوض خلاله |
Clive ve Juliana diye iki seksi alter ego yaratıp otel barında buluşmuştuk. | Open Subtitles | لقد أخترعنا شخصيتين مثيرتين "كلايف" و "جوليانا" - يلتقون في بار الفندق |