"yarattığımız" - Traduction Turc en Arabe

    • نخلق
        
    • قمنا
        
    • الذي صنعناه
        
    • خلقناه
        
    • صنعناها
        
    • خلقنا
        
    • نخلقها
        
    • نصنعه
        
    • نصنعها
        
    • الذي أنشأناه
        
    • التي أنشأناها
        
    • التي خلقناها
        
    • التي ننشئها
        
    yarattığımız her yeşil alan bizimle beraber yaşayan insan dışı her canlı için bir davetiye. TED وفي كل مساحة خضراء نخلق يتم توجيه دعوة لغير البشر إلى التعايش معنا.
    yarattığımız ilk birkaç sistem az çok başarılı oldu. TED الأنظمة القليلة الأولى التي قمنا بانشائها، إنها نوعا ما قد جاءت بنتيجة.
    İşte yarattığımız ekonomi bu derece karmaşık. TED وسوف تستوعبون حينها الاقتصاد المعقد الذي صنعناه
    aynı anda birden fazla iş yapmaya çalışarak yarattığımız TED من التغلب على انعدام التركيز واضطراب فرط الحركة الثقافي الذي خلقناه
    Bizim yarattığımız araçları kullanarak kendi yöntemleriyle yapacaklar. TED سيقومون بذلك بطريقتهم، باستخدام الأدوات التي صنعناها
    Şu yarattığımız şeye bak. Bir araya gelmemizin sebebi o. Open Subtitles انظري الى ما خلقنا انها السبب في اننا اجتمعنا معاً
    Ve bu şu anlama gelir, bu hemen şimdi dikkatli bir şekilde düşünmemiz gereken bir konudur -- ki biz bunun üzerine kendi kör noktamızı kendi ön yargılarımızı yansıtıyoruz ve bu bilgi teknolojilerini nasıl yarattığımız hakkında düşünmeliyiz ve bugünün teknolojisinin yarın için ne ifade edeceğini tartışmalıyız. TED وهذا يعني انه أمر مهم حقا. أن نفكر في هذا الآن بعناية اننا نفكر في البقع العمياء الخاصة بنا، التحيز الخاص بنا، والتفكير في كيفية تغذية التكنولوجيا التي نخلقها و مناقشة كيف ستفيد تكنولوجيا اليوم غدا
    İnsanların ve ailelerin gururu, yarattığımız her şeyi kontrol edebileceğimiz sanmamızı sağlar. Open Subtitles غرور الانسان ووالديه أيضــا, يجعلنا نعتقد اننا بإمكاننا التحكم بكل ما نصنعه,
    O aşamaya gelene kadar Savaşa gönderdiğimiz çocuklarımızda yarattığımız zihinsel ıstırabı Azaltabiliriz. TED إلى ذلك الحين، فالمعاناة الذهنية التي نصنعها في أبنائنا وبناتنا عندما نرسلهم إلى القتال يمكنُ تخفيفها.
    Evet ama yarattığımız geleceklerle yüzleşip duruyoruz. Open Subtitles نعم، ولكن واصلنا الحصول على البعيد من قبل البعيد نخلق.
    yarattığımız dünyayı eş zamanlı olarak algılarız. Open Subtitles نخلق وندرك عالمنا في وقتٍ واحد
    yarattığımız politik kavga acaba problem hükümet mi yoksa sigorta şirketleri mi şeklinde dönüyor. TED المعركة السياسية التي قمنا بتطويرها قد أصبحت حول ما إذا كانت المشكلة هي الحكومة أم أن المشكلة هي شركات التأمين.
    Peki azınlıktaki öğrencilere ve şu an öğrencilerin geneline yardımcı olmak için yarattığımız dört unsur nedir? TED لذا ماهي الأشياء الأربعة التي قمنا بها لنساعد الطلاب الأقلية والتي تساعد الآن الطلاب بشكل عام؟
    Santa Barbara'da yarattığımız bu eşsiz cihazı kullanmak için yeni yollar düşünmemizde bize ilham verin. TED وتلهمونا للتفكير بطرق جديدة يمكن أن نستخدمها هذا الجهاز المتفرد الذي صنعناه في سانتا باربارا
    yarattığımız toplumdan hepimiz sorumluyuz. TED وأعتقد أننا جميعًا مسؤولون عن المجتمع الذي صنعناه.
    Birlikte geçireceğimiz zaman sadece bizim. Bizim yarattığımız bir şey. Open Subtitles -كما لو أن وقتنا معاَ هو ملك لنا نحن خلقناه
    Bana ihanet edip birlikte yarattığımız dünyaya, ölüm ve acıyı getirdi. Open Subtitles إنـّه خانني ، آتي بالموت و المُعاناه إلى العالم الذي خلقناه سويـّاً.
    Günümüz bilgisayar korsanları normal karşılıyor ama şu anda internette, ...bizim, verilerini ve kimliklerini... saklamak için yarattığımız programlar sayesinde geziniyorlar. Open Subtitles اليوم المخترقين يستخفون بالأمر لكنهم يبحثون على الإنترنت بسبب البرنامج التي صنعناها لإخفاء البيانات
    Bu dijital bilgi alışverişi kendi yarattığımız bilgi teknolojisinin kaynaklarının kullanımıdır. Open Subtitles و هذه المعلومات الرقمية هي التي تتنافس في استخدام كُل موارد تقنية المعلومات التي قد صنعناها.
    Makine durduğunda, yarattığımız zaman bir göz yanılgısı olmuştu. Open Subtitles [الهجين] : وحين يتوقف الجهاز ، الوقت كان ضربا من الوهم الذي خلقنا.
    Kendi yarattığımız hayaletler derken ne demek istiyorsun? Open Subtitles أشباح نخلقها لأنفسنا ماذا تقصد؟
    Şirketin kitabından haberi olamasına dikkat et Evet, kontratlarımız yarattığımız herşeyin otomatik olarak Veridian'a ait olduğunu belirtir. Open Subtitles كوني حريصة ألا تعلم الشركة شيئاً عن كتابك عقود التوظيف تقول أن أي شيء نصنعه ينسب تلقائياً إلى الشركة
    Daha da kötüsü. Bir kere kim olduklarını unuttuklarında yarattığımız bu yeni yerde hepsi birer köle olacak. Open Subtitles بل أسوأ، سيكونون أسرى للأرض الجديدة التي نصنعها
    Tarımsal gıda çöllerini engellemek için çiçekli bitkileri sınırlara ve çitlere ekmeliyiz. yarattığımız bu işlemeyen gıda sistemini düzeltmeye başlamalıyız. TED نحن بحاجة لأن نحد ونحيط محاصيلنا بمحاصيل مزهرة لنكسر هيمنة صحاري الغذاء والبدء بتصحيح ذلك النظام الغذائي المختل الذي أنشأناه.
    Mühendisler tasarımcıların şöyle demesini bekliyordu, "yarattığımız problem bu, şimdi çözmemiz için yardım edin." TED و المهندسون كان ينتظرون المصمممين أن يقولوا لهم, "هذه هي المشكلة التي أنشأناها, الآن ساعدونا في إيجاد حل لها."
    yarattığımız bu büyük arı laneti konusunda ne yapacağız? TED فما الذي سنفعله حيال تلك المعضلة الكبيرة التي خلقناها للنحل؟
    Bu akım ve diğerleriyle yarattığımız olanak o yayı doğru yöne bükecek ağırlığı oluşturmak. TED الإمكانية التي ننشئها بواسطة هذه الحملة وغيرها هي ذلك الوزن الذي يجعل القوس ينحني نحو الاتجاه الصحيح.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus