Söylemek istediğim, onlara bizden bahsetmen durumundan kurtulmana yardım etmeyecek | Open Subtitles | انا فقط أقول اخبارهم عنا لن يساعد شيئا من حالتك هذا كل ما أقوله |
Gerçekçi ol, kimse sana hayatını değiştirmen için yardım etmeyecek. | Open Subtitles | ليس لك إختيار إذا أردتِ الهروب. لن يساعدك أحد. |
Monmouth ona yardım etmeyecek. Ona gönlünü ferah tutmasını söyle. | Open Subtitles | مونموث) لن يساعدها ) قل لها أن تكون طيبة القلب |
Jasper dan uyuşturucu aldığını söyledi, ama bize yardım etmeyecek. | Open Subtitles | التي قالت انها اشترت مخدرات من جاسبر وهي لن تساعدنا |
Ona yalan söylediğim için yardım etmeyecek. | Open Subtitles | لأني كذبت عليه، فلن يساعدني. |
yardım etmeyecek misin? | Open Subtitles | الن تساعدهم ؟ |
Sizi tembel piç kuruları, kalkıp yardım etmeyecek misiniz? | Open Subtitles | أنتما أيها الوغدان هل ستستيقظوا وتساعدوا أم لا ؟ |
Biliyorsun, kitap ona yardım etmeyecek. Kuralları böylece çiğneyemezsin. | Open Subtitles | أتعرف ، الكتاب لن يساعده لا يمكنك مخالفة القواعد ، ليس هكذا |
Ne yazık ki, bu eski kitaplar bu yerin satılmasına yardım etmeyecek. | Open Subtitles | للأسف، بعض الكتب القديمة لن تساعد على بيع هذا المكان |
Charlie yardım etmeyecek, Kim sorun olduğunu kabul etmiyor. | Open Subtitles | شارلي لن تساعدني وكيم لن تعترف حتى بوجود خطب ما |
- Yani bana yardım etmeyecek misin? | Open Subtitles | اذا انت لن تساعديني ؟ |
Artık sana yardım etmeyecek. Bizden başka hiç kimse. | Open Subtitles | لا أحد سوف يلمسك الان لا أحد باستثنائنا |
Kimse kimseye yapacağı iş için yardım etmeyecek. | Open Subtitles | لن يساعد أحد. لن يفعل أحد أي شيء. |
Daha fazla şiddet Lux ya da Tasha'ya yardım etmeyecek. | Open Subtitles | عنفٌ أكثر لن يساعد لاكس أو تاشا |
Bu saçmalık işini kurtarmana yardım etmeyecek. | Open Subtitles | هذا الهراء لن يساعدك في الاحتفاظ بوظيفتك |
Benim Tanrılarım bana, seninki de sana yardım etmeyecek. | Open Subtitles | آلهتى لن تساعدنى وآلهك لن يساعدك |
Hayır, ilaç ona yardım etmeyecek. | Open Subtitles | لا , الدواء لن يساعدها |
Artık devlet yardım etmeyecek ama posta ile siparişler vermemize ve malzeme için kasabaya gitmemize izin verecekler. | Open Subtitles | الحكومة لن تساعدنا لكنهم سيسمحون لنا بالشراء عبر البريد و للذهاب للخارج إلى البلدة لشراء التجهيزات |
Ona yalan söylediğim için bana yardım etmeyecek. | Open Subtitles | لأني كذبت عليه، فلن يساعدني. |