Gördüğünüz gibi, bayanlar ve baylar, yardımcımın kafası bıçak dolu kutunun içinde sıkışmış durumda. | Open Subtitles | كما ترون ، أيها السيدات و السادة .. مساعدي. أصبح محاطاً بالكامل بالخناجر |
Başka bir maddede de süper güçlerim olursa yardımcımın sen olacağına dair imza attım. | Open Subtitles | لقد وقعت فقرة أخرى أعيّنك فيها مساعدي الرئيسي في حال حصلت على قوى خارقة |
Bu arada dahice fikir yardımcımın aklına da gelmişti. | Open Subtitles | بالمناسبة، تلك الفكرة العبقريّة، كانت نفس فكرة مساعدي. |
yardımcımın demek istediği, sizi benzetmeye kusursuzca tasarlanmış iki büyük avukatlık bürosu olduğumuz. | Open Subtitles | ما يقصده مساعدي أننا نمثل شركتي محاماة ضخمتين بإمكانات قادرة تماماً على الإطاحة بكم |
Siyah çantadaki madde yardımcımın omzunda. | Open Subtitles | كانت المادة في هذه الحقيبة السوداء التي على كتف مساعدي |
Merkez yaklaşık 48 km. Bu tarafta. yardımcımın adı Carver. | Open Subtitles | بلدة (براكيت) على بعد 31 ميلاً أسم مساعدي (لين كوفر) |
Laboratuvar yardımcımın yanına. | Open Subtitles | مساعدي في المختبر |
- Olur da yolun Burbank'e düşerse müdür yardımcımın bana bir sürü iyilik borcu var. | Open Subtitles | ...(إذا وجدتِ نفسك في (بربانك "... مساعدي يدين لي" |