Kesin bir şey istiyorsanız iltica talebinde bulunmak kesinlikle yasaldır. | TED | وإذا كنتم تريدون شيئاً قطعي، فطلب اللجوء أمرٌ قانوني حتماً. |
Evet, Oklahoma'da on beş kişi ve altında olunduğunda sigara yasaldır. | Open Subtitles | نعم، في ولاية أوكلاهوما هو قانوني في التدخين في المكاتب مع 15 شخصا أو أقل. |
Yani, "X," bir şey yapsam bile bu yasaldır. | Open Subtitles | اعني حتى لو اكتب بسرية فهو ما زال قانوني |
Bir şey ya yasaldır ya da yasa dışı dedin. Peki doğruluk ya da yanlışlık meselesi? | Open Subtitles | قلت إن الأمور إما قانونية أم لا, ماذا عن كونها صحيحة أو خاطئة؟ |
Benzer vakalar diğer pek çok ülkede yasaldır. | Open Subtitles | القضايا المشابهة لقضيتنا هي قانونية في دول العالم الأخرى |
İster inanın ister inanmayın, marihunayı tıbbi temelli kullanmak yasaldır. | Open Subtitles | صدقي أو لا تصدقي، هناك أساس طبي شرعي لأستخدام الماريوانا |
Bazı eyaletlerde mantıklı insan önceden var olan hastalık tanımı yasaldır. | Open Subtitles | في بَعْض الولاياتِ، هو قانونيُ أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ شخص متعقل شرط قَبْلَ حالي. |
Eğer bir insan/goril kovalıyorsan evlat, her şey yasaldır. | Open Subtitles | عندما تطارد غوريلا عملاقة يا بني فكل شئ قانوني |
Görünüşünün aksine, bunların hepsi tamamen yasaldır. | Open Subtitles | بغض النظر عن المظاهر كل مافعلت قانوني تماما |
Bu yasaldır ve hatta bu davanın teorisini kabul ederseniz bunun hiçbir farkı yoktur. | Open Subtitles | هذا قانوني , حتّى إذا تقبّلت نظريّة المقاضاة , لا يوجدُ هناكَ فرق. |
Tıbbi marihuna kullanımı Nevada da yasaldır. | Open Subtitles | تستخدم الماريوانا للأغراض الطبية بشكل قانوني في نيفادا |
yasaldır ve mühendislerim yarışı kazanmamı garanti veriyor. | Open Subtitles | إنه قانوني و المهندسين لدي وعدوني أنه سيضمن لي الفوز |
Muhtemelen yasaldır, ama ülkede bulunma nedenini doğrulayana kadar izlemeye değer. | Open Subtitles | رُبما يتواجد هُنا بشكل قانوني لكن من الأفضل تعقبه والتأكد من سبب تواده بالبلاد |
Hey, adamım, yakalanmıyorsan... her şey yasaldır. | Open Subtitles | لو لم تتعرض للحبس فان كل شيء قانوني |
Bazı eyaletlerde mantıklı insan önceden var olan hastalık tanımı yasaldır. | Open Subtitles | في بعض الولايات هو قانوني أن يكون عندك الذي يُدعى "شخص حذر لحالة قبل حالية" |
Burada sağladığımız hizmetlerin tamamı kusursuz şekilde yasaldır. | Open Subtitles | جميع الخدمات التي نقدّمها هنا هي قانونية تماماً |
Bütün işlerimiz yasaldır. | Open Subtitles | نحن نعمل بصورة قانونية الآن فقط بحاجة الى رؤية |
yasaldır ve mühendislerim yarışı kazanmamı garanti veriyor. | Open Subtitles | إنها قانونية المهندسين لدي وعدوني بالفوز |
İnternette yaptığım iş yasaldır. | Open Subtitles | بلدي على الانترنت الأعمال شحنة غير شرعي تماما. |
Eminim herşey yasaldır. | Open Subtitles | أوه، أنا متأكد من أن كل شيء شرعي تماما. |
Umarım yaptığın işler yasaldır. | Open Subtitles | أنا أَتمنّى، لأجلك هو قانونيُ |