yatakları tek tek dolaşırdık. Hastadan sorumlu doktor bizzat orada olurdu. | TED | كنا ننتقل من سرير إلى سرير. وكان الطبيب المناوب هو المسئول. |
Ölü böceklerden yatakları varmış. | Open Subtitles | ينامون على سرير من الحشرات الميتة رائع نعم |
Şu yeni Duxiana yatakları var ya... - Hani ayarlanabilir bel desteği olan... | Open Subtitles | أتعلم واحدة من "دوكسيانا" تلك الأسرة الجديدة المصنوعة من القطن، مع قابليتها للتعديل |
..yatakları düzenlemeye ve tuvaletleri temizlemeye gitmiyorum. Sadece kıçıma 'Rahatsız etmeyin'.. | Open Subtitles | هي من أنني لن أعود لتوضيب الأسرة وتنظيف الحمامات |
Güneşlenme yatakları, yapay akciğerler... Sadece iki kişilik denmemiş. | Open Subtitles | أسرّة التسمير، والرئة الحديدية، هذان مثالان فقط |
Kurbanların yatakları ormana gitmeden önce toplandı mı? | Open Subtitles | هل تم اعداد اسرة الضحايا قبل الذهاب للغابات ؟ |
Büyük ölüm tarlalarındaki kemik yatakları gibi görünüyordu. | Open Subtitles | ويبدو أنها رواسب عظمية لساحات قتل عملاقة |
Ama bazen boş yatakları oluyor. | Open Subtitles | ولكن في بعض الأحيان، لديهم سرائر مفتوحة. |
Neden bütün yatakları toplayıp burayı da süpürmüyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تنظّف كلّ الأسرّة بالمكنسة الكهربـائية وهنـا أيضاً؟ |
Basmakalıp yatakları düşünür müsünüz yoksa vücut şeklini alan cinsten mi olsun? | Open Subtitles | أتفكر في سرير تقليدي أو شيء يترك انبطاعًا؟ |
12 yatakları var. Şimdiden 17 hastaları var. | Open Subtitles | لديها 12 سرير ولديها 17 مريض حتى الآن |
Lois yatakları ayırdığından beri uyuyamaz oldum. | Open Subtitles | منذ أن جلب لنا "لويس" سرير التوأم لا أستطيع النوم. |
Bedava olsa kalmazdım burada... bütün yatakları San Francisco'lu fahişelerle donatsan bile. | Open Subtitles | لن أبقى هنا مجاناً... حتى لو كانت عاهرة "سان فرانسيسكو" على كل سرير. |
Ben travma odalarını alayım yatakları bölüşelim diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت أفكر في أن بإمكاني أخذ غرف الرضوح، ويمكننا اقتسام الأسرة. |
Misafirlerimiz kalmak isterse diye yatakları hazırlasak iyi olur. | Open Subtitles | يجب ان نجهز بعضا من الأسرة الإضافية في حال مكثوا ضيوفنا هنا |
Şunlara söyle yatakları birleştirsinler, buraya gelip tavanı indirmeme yardım et. | Open Subtitles | إذهبي هؤلاء الرجال هناك وضع تلك الأسرة معا، تأتي هنا، تساعدنا اتخاذ السقف إلى أسفل. |
Düzgün bir yatakları yok, duş alamıyor, dişlerini fırçalayamıyorlar. | Open Subtitles | ليس لديهن أسرّة جيّدة ولايستطعن الإستحمام ولاغسل أسنانهن |
Jelatin kapsüller, cam şişe, hastane yatakları, ve arasındaki her şeyi. | Open Subtitles | كبسولات جيلاتين، قوارير زجاجية أسرّة مستشفى وكلّ شيء في الوسط |
Bunlar, Haiti'deki kolera yatakları. | TED | هذه أسرّة الكوليرا في هايتي. |
Kaldığım dağ evinin Sovyet hapishanesi gibi yatakları var. | Open Subtitles | الشاليه الذي سكنت فيه كان لديه اسرة كأسرة سجن سوفييتي |
Burada bu bölgede, sarı metal yatakları var. | Open Subtitles | وفي هذه المنطقة هنا ... تتشكّل رواسب معدن أصفر |
Eğlenceli olabilir. Titreyen yatakları var. | Open Subtitles | لا، يمكن لذلك أن يكون ممتع لديهم واحد من تلك الأسرّة الهزازة |
Eğer bana inanmıyorsan, benimle gel. yatakları değiştirmeme yardım edersin. | Open Subtitles | اذا لم تصدقني فتعال معي تستطيع ان تساعدني في تنظيف السرائر |