İnsanlık için en büyük umut şiddeti kınamakta değil, şiddeti ortadan kaldırmakta yatmaktadır. | TED | أمل البشرية الأعظم لا يكمن في شجب العنف، بل في جعله بائدًا. |
Ama size göstermek istediğim kulak zarının diğer tarafında yatmaktadır. | Open Subtitles | ولكن ما أريد أن أريكم إياه يكمن في الجهة الأخرى من طبلة الأأذن |
Ve nihayet, o zaman sorumuzu cevaplayabiliriz. Bir karadeliğin kalbinde ne yatmaktadır? | Open Subtitles | :قد نجيب أخيراً عن السؤال التالي "ماذا يكمن في قلب الثقب الأسود؟" |
Ama görünün bu gücün ardında başka bir gerçeklik yatmaktadır. | Open Subtitles | لكن وراء السلطة الواضحة للشمس يكمن عالم آخر |
Tuhaf bir şekilde aşağıdaki suların zenginliğinin sırrı bu tepedeki kayalarda yatmaktadır. | Open Subtitles | لأن ، بشكل غريب ، لفهم الوفرة في تلك المياه يكمن في هذه الصخور هنا فوق التلة |
Europa'nın buz kabuğu altında koca bir okyanus su yatmaktadır. | Open Subtitles | تحت القشرة الجليدية ل يوروبا يكمن محيط هائل من المياة السائلة |
Ama bu doğal sakin diyarda bile başka bir ölüm yüzü yatmaktadır. | Open Subtitles | ولكن حتى في هذا المجال من العزلة الطبيعية يكمن وجه آخر للموت . |
Kendi mükemmel benliğine olan özleminin altında iyilik yatmaktadır. | Open Subtitles | " في إشتياقنا لعظمتنا الكاذبة يكمن خيرنا " |
İşin sırrı kalkanında yatmaktadır. | Open Subtitles | يكمن السر في درعه. |