- Neden hep, öğle vakti işler yavaşlıyor? | Open Subtitles | لماذا الأمر بطيئاً للغاية دائماً بوقت الغذاء؟ |
Albay Caldwell, tanımlayamayan araç yavaşlıyor. | Open Subtitles | كولونيل كالدويل ، السفينة الغير معروفة تبطئ سرعتها |
Görünüşe göre 777 yavaşlıyor | Open Subtitles | يبدو بأن القطار 777 يتباطئ |
İlk olarak, haklısınız bizler yaşlandıkça değişim sürecimiz yavaşlıyor, ikinci olarak ise, haksızsınız, çünkü bu yavaşlama düşündüğünüz oranda gerçekleşmiyor. | TED | أولًا، أنت محق، التغيير يتباطأ كلما كبرنا في العمر، ولكن ثانيًا، أنت مخطئ، لأنه لا يتباطأ بقدر ما نحن نعتقد. |
Kalp atışları, dakikada 30 atışa kadar yavaşlıyor. | Open Subtitles | تنخفض دقات قلبه الى 30 ضربة في الدقيقة. |
Düşman gemisi yavaşlıyor. 10 saniye içinde görüş alanında olacak. | Open Subtitles | سفينة العدو تتباطأ التعقب المرئي خلال 10 ثواني |
Otonom sinir sistemi çok yavaşlıyor. | Open Subtitles | جهازه المستقل يبدو بطيئاً جداً كأنه يزحف |
İlaçları kullandığımda herşey yavaşlıyor. İşte sorun o zaman var. | Open Subtitles | عندما أتناوله يصبح كلّ شيء بطيئاً وهنا تكمن المشكلة |
Zaman genleşmesi diye bilinen izafi bir etki nedeniyle olsa bile, galaktik zamana göre saatlerimiz yavaşlıyor gibi görünebilirdi, galaksinin evriminin hızlandırılıp bizi vurması gibi görünüyor olabilirdi, kara delik tarafından ezilip ölüme mahkum edilmeden hemen önce. | TED | و رغم أنه، نتيجة لمفعول نسبي يعرف بتمدد الوقت، سيبدو و كأن ساعاتنا تبطئ بالنسبة للوقت المجري، سيبدو و كأن تطور المجرة قد تسرع ثم قذف إلينا، قبيل سحقنا المميت من قبل الثقب الأسود. |
Dövüştüğümde sanki dünya yavaşlıyor, ben de rakibimin hareketlerini tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | الأمور تبطئ لا أستطيع تخمين تحركات خصمي |
Kalp ritmi yavaşlıyor, Dr. Leighton. | Open Subtitles | نبضها يتباطئ , د. ليتون. |
- Kuantum yavaşlıyor. | Open Subtitles | الكوانتوم يتباطئ |
Öyle olmasa bile, herkesin emin olduğu bir şey vardı: genişleme yavaşlıyor olmalı. | TED | ولكن مع ذلك حتى كان هناك شيئاً ما كان الجميع متأكدون منه ان التوسع يجب ان يتباطأ |
Yavru'nun kalp atışları yavaşlıyor. Solunum hızı da yavaşlıyor. | Open Subtitles | ضربات قلب الذرية تنخفض التنفس، أيضًا |
Çünkü Güneş'ten çok uzakta her şey daha yavaş oluştuğu için tüm bu süreçler yavaşlıyor. | Open Subtitles | لأن كلّ شيء يحدث أبطأ كلما بعدت المسافة من الشمس ، لذا كلّ هذه العمليات تتباطأ |
- Nereden biliyorsun? - yavaşlıyor efendim. | Open Subtitles | حسنا سيدي انها تبطىء سرعتها |
Tamam tamam. yavaşlıyor bir çit önüne vardı. | Open Subtitles | انه يبطئ من سرعته, انه يحاول الوصول احد حافتك، هل تراه |
Hunt yavaşlıyor. Görünüşe göre James Hunt bir problem yaşıyor. | Open Subtitles | (هانت) يتمهل , يبدو أن لديه مشكلة. |
Burada biraz yavaşlıyor ve küçük bir konuşma yapmak zorundayız. | Open Subtitles | يُبطأ سرعته هنا، وقد ينشب الخلاف من جديد |
Sanırım kalp atışlarım yavaşlıyor. | Open Subtitles | أشعر بأن قلبي يُبطئ... |
Solunum giderek yavaşlıyor, düzenlememiz gerek. | Open Subtitles | النبض يضعف إنه يضعف عن المعدل المعتاد بمقدار 18 بالمائة |