"yavaşlatmak için" - Traduction Turc en Arabe

    • لإبطاء
        
    • ليبطئ
        
    • لإبطائه
        
    • لتبطيئ
        
    • تُبطيء من إنتشار
        
    Hücre bölünmesini yavaşlatmak için anüsten kurbağa sokularak bu oran yükselebilir. Open Subtitles و هذا دون إدخال ضفدعٍ واحد في المستقيم لإبطاء انقسام الخلايا.
    Bazı ahmakları yavaşlatmak için bisiklet yoluna hız tümsekleri koydun. Open Subtitles ولقد وضعتي مطبات صناعية في مسار الدراجات لإبطاء هولاء الأغبياء
    Yüklemeyi yavaşlatmak için bir şey yaptın, değil mi? Open Subtitles أنت فعلت شيء لإبطاء التحميل , ألست كذلك ؟
    Soğutucu kamyon. Katil, soğuk bir ortam istiyor. Kan akışını yavaşlatmak için. Open Subtitles شاحنة مبرّدة، يحتاج لبيئة باردة ليبطئ جريان الدم
    Gözden kaybetme. yavaşlatmak için her çareye başvur. Open Subtitles لا تدعه يهرب، استخدم كلّ القوّات لإبطائه.
    Tamamen bir treni bu hızdayken yavaşlatmak için çok güçsüz. Open Subtitles هي ضعيفة جداً لإبطاء كامل القطار في هذه السرعة
    Kas bozulmasının hızını yavaşlatmak için kullanılan alternatif tedavileri okudum. Open Subtitles عندما كنا نناقش علاج مرض الأعصاب الحركية .لقدقرأتعنعلاجاتبديلة . تستخدم لإبطاء معدل التدهور العضلي
    Eskiden Özel Kuvvetlerde bazı arkadaşlar sinir ilacını kalp atışlarını yavaşlatmak için kullanıyorlardı. Open Subtitles بالعودة إلى القوّات الخاصّة، بعض الرجال يستخدم الأدوية المضادّة للقلق لإبطاء معدّل ضربات القلب
    Babi'nin kötü adamı yavaşlatmak için bir planı vardı. Open Subtitles كان عند بابي خطة عبقرية لإبطاء الرجل الشرير
    Anlamsız sözcükler... Nefesini yavaşlatmak için onları söyle. Open Subtitles الكلمات البلا معنى تقوليها كما تزفرين الهواء لإبطاء النفس.
    Öyleyse sonradan katil cesedi yılan çukuruna atmış olmalı araştırmamızı yavaşlatmak için. Open Subtitles لذلك، ثم، القاتل يجب أن يكون ملقاة جثته في حفرة ثعبان لإبطاء تحقيقنا.
    Sanırım tüm olaylar benim bölgeyi tekrar canlandırma planlarımı yavaşlatmak için planlandı. Open Subtitles أعتقد وقد تم تصميم كل شيء للحصول على لي لإبطاء... خططي الخاصة لإحياء المنطقة.
    Şeyler, annemi yavaşlatmak için hiçbir şey yapmayın. Open Subtitles يا أشياء، لا تفعلوا أى شئ لإبطاء أمى
    Andre'nin polisleri yavaşlatmak için bir şeyler yapması gerekiyordu. Open Subtitles آندريه احتاج لفعل شيء لإبطاء الشرطة
    Holly, inişi yavaşlatmak için yörüngesel roketlere ihtiyacım var. Open Subtitles هولي" ، أحتاج الدفاعات المدراية لإبطاء هبوطنا"
    Soğutucu kamyon. Katil, soğuk bir ortam istiyor. Kan akışını yavaşlatmak için. Open Subtitles شاحنة مبرّدة، يحتاج لبيئةٍ باردة ليبطئ مجرى الدم
    Katil, soğuk bir ortam istiyor. Kan akışını yavaşlatmak için. Open Subtitles يحتاج لبيئة باردة ليبطئ مجرى الدم
    Çürümeyi yavaşlatmak için mi? Open Subtitles ليبطئ التحلل؟
    Onu yavaşlatmak için yapacağın her şeyin faydası olur. Open Subtitles أيّ شيء يمكنك فعله لإبطائه سيساعدنا.
    Yani olup biteni yavaşlatmak için yapmam gereken, sürekli hafızamı çalıştırmak. Open Subtitles لهذا الشئ الوحيد الذي يمكنني القيام به لتبطيئ هذا هو ان ابقي ذاكرتي تعمل قدر الامكان
    Kanseri yavaşlatmak için tedavi var... Open Subtitles هُناك أدوية تُبطيء من إنتشار المرض

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus