Tedaviyle yapabileceğimiz tek şey yayılmasını yavaşlatmayı denemek. | Open Subtitles | كل ما يمكننا القيام به الآن هو محاولة إبطاء انتشاره بالعلاج |
Tedavinin ilk bir kaç haftasının sonunda, kanserin gelişimini yavaşlatmayı becerdik; sonunda da Milo'nun ömrünü, veterinerlerin tahmin ettiğinin altı katına çıkartabildik; yaşam kalitesi de çok yüksekti. | TED | و خلال بضعة اسابيع من العلاج, تمكنا من إبطاء نمو السرطان حتى تمكنا في نهاية الأمر من زيادة فرص بقاء مايلو إلى 6 مرات ضعف ما توقعه طبيبه البيطري, و تمتع فيها بحياة جيدة جدا. |
Şimdi, mürettebatın hakkında kızgın olduğunu biliyorum ama birileri bizi yavaşlatmayı başaramazsa, birazdan onlara katılacağız yani, bize yardım edecek misin? | Open Subtitles | الآن , أنا أَفْهم أنك غاضب بشأن طاقمك لكننا على وشك الإنضمام إليهم إلا إذا تمكن أحد من إبطاء سرعة هبوطنا لذلك , هل ستساعدنا؟ |
Carla, bence iş yavaşlatmayı bir kez daha düşünün. | Open Subtitles | أعتقد أنه عليك إعادة النظر في مسألة "التباطؤ" تلك |
Birisi işini kaybetmeden bu iş yavaşlatmayı durdurmam lazım! | Open Subtitles | علي إيجاد طريقة لإيقاف "هذا "التباطؤ قبل أن يفقد أحداً وظيفته |
Walker'ın yüksek makamlarda dostları var. - Soruşturmayı yavaşlatmayı başarmış. | Open Subtitles | (ووكر) لديه أصدقاء في مناصب عليا، تمكن من إبطاء سير التحقيق. |
Kasılmaları yavaşlatmayı deneyebiliriz. | Open Subtitles | سنحاول إبطاء الانقباضات |
Walker'ın yüksek makamlarda dostları var. - Soruşturmayı yavaşlatmayı başarmış. | Open Subtitles | (ووكر) لديه أصدقاء في مناصب عليا، تمكن من إبطاء سير التحقيق. |