Kondiyal* mantarın yeni bir türü gibi görünen bir enzim yayarak. | Open Subtitles | بنشر إنزيم أنتج على ما يبدو من نوع جديد من الفطريات. |
Gizli bir bilgiye erişimimiz varmış gibi hissettirir ve bu tür bilgileri yayarak statü kazanırız. | TED | فبدورها تجعلنا نبدو وكأننا على دراية بالأسرار الداخلية، ونكتسب مكانتنا بنشر هذا النوع من المعلومات. |
Çek aile kampındakiler de dahil olmak üzere pek çok mahkûm, yanlış bilgi yayarak yanlış bilgi yayarak paniğe yol açtık diye bizi suçladı. | Open Subtitles | ولكن الكثير من السجناء ومن ضمنهم التشيك من معسكر العائلات... اتهمونا بنشر الشائعات |
Onu da yayarak söyledin. Neyden bahsediyoruz? | Open Subtitles | تقولها بتشدق عن ماذا نتحدث ؟ |
Sence Deeks yayarak mı konuşuyor? | Open Subtitles | هل تظني ان ديكس يتحدث "بتشدق" |
Şirketin gücüyle ilgili yalan yanlış dedikodular yayarak adamların hisselerini hızla düşürüyorsun. | Open Subtitles | أنّك تخفض أسهمهم بشكل آني، وتنشر شائعات كاذبة فيما تتعلق بأضرار الشركة. |
Şirketin gücüyle ilgili yalan yanlış dedikodular yayarak adamların hisselerini satıyormuşsun. | Open Subtitles | أنّك تخفض أسهمهم بشكل آني، وتنشر شائعات كاذبة فيما تتعلق بأضرار الشركة. |
Onunla ilgili yıkıcı bir söylenti yayarak başlarım, | Open Subtitles | بالضبط. سأبدأ بنشر شائعة عنها, |
İnsanlara taşıdığın ölümcül virüsü yayarak bir salgın başlatmak istedin. | Open Subtitles | لقد حاولت بدأ وباء بنشر فيروس قاتل |