Bu tip şeyler yerine, bir sonraki doğa yürüyüşleri hakkında konuşuyorlar, birbirlerine Yemek tarifleri veriyorlar, ve evet, dua ediyorlar. | TED | بدلا عن ذلك يتحدثون عن مسيرهم القادم خلال الطبيعه , يتبادلون الوصفات , ونعم , يصلون . |
Yemek tarifleri tıpkı matematiksel denkleme benzerler. | Open Subtitles | الوصفات أشبه بالمعادلات الرياضية |
Yemek tarifleri. | Open Subtitles | إنها كل الوصفات. |
Yemek tarifleri. "Annie May'in tütsülenmiş domuz kaburgası." | Open Subtitles | الوصفات! أضلاع خنزير (آني ميز) المُدخّنة، عجباً! |
Birbirimize Yemek tarifleri veriyorduk. | Open Subtitles | آه، نحن فقط نتبادل الوصفات |
Yemek tarifleri falan. | Open Subtitles | الوصفات |