Çarşamba günü Yemekli bir toplantımız var. | Open Subtitles | اسمعي، سيكون هناك مؤتمر عشاء يوم الأربعاء. |
Sonra da bir Yemekli kutlama yapacağız ve konuyu ortaya atacağım - ya da sen buraya gelebilirsin. | Open Subtitles | وسأصنع عشاء احتفالي وآتي إليكِ أو تستطيعين القدوم هنا |
Bence süper bir fikir! Yemekli bir parti verir ve yakın arkadaşlarını davet ederiz. | Open Subtitles | رائع يمكننا الحصول على حفلة عشاء ودعوة اصدقاءها المقربين |
Eski günlerde, seçilmiş öğrencilerimin katıldığı Yemekli partiler düzenlerdim, gelmek ister miydin? | Open Subtitles | انصت بنيّ ، في الأيام الغابرة كنتُ معتاداً على اقامة حفل عشاء ، للطلاب المختارون. أتودّ المجيء ؟ |
Eski günlerde, seçilmiş öğrencilerimin katıldığı Yemekli partiler düzenlerdim, gelmek ister miydin? | Open Subtitles | انصت بنيّ ، في الأيام الغابرة كنتُ معتاداً على إقامة حفل عشاء ، للطلاب المختارون. أتودّ المجيء ؟ |
Sekiz çeşit Yemekli ziyafetler ve av partileri de dahil. | Open Subtitles | تضمنت اللقاءات حفلات عشاء فاخرة ورحلات صيد؟ |
Sıradan bir akşam yemeğini Yemekli tiyatroya döndürdüğümüz geleneksel akşamımıza katıldığınız için teşekkür ederiz. | Open Subtitles | في هذه الليلة التقليدية التي نجعل العشاء العادي فيها إلى عشاء مسرحي |
Yemekli bir parti planlıyorum... ve çok özel olmasını istiyorum. | Open Subtitles | انا اخطط لحفله عشاء, واريدها ان تكون مميزه جدا |
Yemekli parti üst katta mı? | Open Subtitles | ما الفكرة فى حفل عشاء فى الطابق العلوى؟ |
Dokuz çeşit Yemekli ve şampanyalı Şükran Günü ziyafeti dahil. | Open Subtitles | يشمل ذلك الشامبانيا في عشاء عيد الشكر |
Davete cevap istedim çünkü Yemekli partiydi. | Open Subtitles | فقلت لا بأس بذلك لأنها كانت جلسة عشاء |
Yemekli bir parti olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ولكني أعتقدت أنك قلت أنه لديك حفلة عشاء |
Niles, Yemekli bir parti vereceğim. | Open Subtitles | تَعْرفُ، النيل، أعتقد سَيكونُ عِنْدي a حفلة عشاء. |
Yemekli bir toplantım olacak, gelip bunu söyleyebilirsin. | Open Subtitles | سأعد حفلة عشاء ويمكنكِ قول ذلك. |
Üzgünüm, çocuklar ama bu uçuş Yemekli olacak. | Open Subtitles | آسف أيُها الأخيار، ولكن هذه رحلة عشاء. |
Sanırım bana daha büyük birşey alman gerekecek... Yemekli bir parti belki. | Open Subtitles | اعتقد انك ستعطيني شيء اكبر... ربما تقيم حفل عشاء |
Ne zamandan beri Yemekli parti veriyoruz? | Open Subtitles | منذ متى نحن لدينا خفلات عشاء ؟ |
Yemekli davet onu düzeltmeyecek. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}.وحفلة عشاء لنْ تُصلّح ذلك |
Bu hipnotizma çok güçlü. Yemekli tiyatro iyidir. | Open Subtitles | هذا التنويم قويّ مثل عشاء على مسرح |
- Yemekli davet olmasaydı tabii ki. | Open Subtitles | ـ حسناً ـ إذا لم يكن هذا حفل عشاء |
Yemekli bir davet için çok hızlı. | Open Subtitles | سرعة فائقة بالنسبة لخدمة تقديم طعام. |