Yeni tanıştığım biri için lokantanın geleceğini riske atmaya değmez. | Open Subtitles | لا يستحق أن أخاطر بمستقبل المطعم مقابل شخصٍ قابلته للتو |
- Yeni tanıştığım bir erkeğe sorabileceğim tür bir şey değil. Nedensellik zincirini değerlendirmemiz gerek. | Open Subtitles | إنه فحسب ليس من النوع الذي تطلبه من شاب قابلته للتو أظن أن من واجبنا هنا تفحص سلسلة السببية |
Evet, benim tarzım değil ama eğer ben de etrafta dolaşıp Yeni tanıştığım çocuklara, ben patlıcanım desem ben de duvarlarımı bu renge boyardım. | Open Subtitles | أه , نعم , انها ليست مشكلتي ولكن , مهلا , إذا ركضت نحو كل شاب قابلته للتو وقلت بأنني مجرد باذنجان |
Yeni tanıştığım biri. Buluşmak istiyormuş. | Open Subtitles | شخص ما قابلته مؤخراً إنه يدعوني الى شراب |
Vietnam'dan daha yeni geldiğini ve beni sevdiğini biliyorum ama ben Yeni tanıştığım Kara Panterler grubundaki adamlarla seks yapacağım. | Open Subtitles | , أعرف بأنك قد عدت للتو من فيتنام وبأنك تحبني لكنني سأدير قطار بهذه المجموعة من النمور السوداء التي قابلتها للتو |
Evet, Yeni tanıştığım kardeşinle de kapı komşusuyuz. | Open Subtitles | البيت المجاور الصحيح إلى أَخِّيكَ، بإِنَّني فقط إجتمعتُ. |
Neyse ki iznine ihtiyacım yok, Yeni tanıştığım adam. | Open Subtitles | من الجيّد أننى لا أحتاج إلى إذنك أيها الشاب الذي قابلته للتو. |
Neyse ki iznine ihtiyacım yok, Yeni tanıştığım adam. | Open Subtitles | من الجيّد أننى لا أحتاج إلى إذنك أيها الشاب الذي قابلته للتو. |
Genellikle Yeni tanıştığım biriyle asla çıkmam. | Open Subtitles | ليس من عادتي الخروج مع شخص قابلته للتو |
Yeni tanıştığım birini yargılayamam. | Open Subtitles | لا أستطيع الحُكم على رجل قابلته للتو |
Yeni tanıştığım biriyle seks yapmam. | Open Subtitles | أُمارس الجنس مع شخص قابلته للتو |
Yeni tanıştığım birine. | Open Subtitles | شخص قابلته مؤخراً |
Bunları daha Yeni tanıştığım bir garson için yapmadım. | Open Subtitles | انا لم افعل هذا من اجل. نادلة قابلتها للتو |
Çünkü teknik olarak, ben Yeni tanıştığım seksi ve meşhur bir ünlüyle yattım, sense tanıdığın bir baristayla yine düzüştün. | Open Subtitles | لأنه، تقنيا أنا نمت مع شخصية مشهورة ومثيرة، كنت قابلتها للتو وأنتي قمتي فقط بإعادة مضاجعة نادل القهوة |
Bu yüzden takım elbise kiraladık, daha Yeni tanıştığım bir kızı davet ettim -bir saniye sonra ona geliyorum- (Kahkaha) ve büyük siyah smokin galasına gittik. | TED | لذا استأجرنا بعض البدل، ودعوتُ فتاة قابلتها للتو... سوف نذهب إليها في غضون ثانية... (ضحك) وذهبنا للاحتفال. |
Oh ben Hyde Yeni tanıştığım babamın güvenin kaybettim. | Open Subtitles | أوه أَنا Hyde وأنا فقط فَقدتُ ثقة الأبِّ أنا فقط إجتمعتُ. |