Bunlar bayanların bekarlığa veda partisi ürünleri. O aslında bir "yenilebilir iç çamaşır." | Open Subtitles | إنها مقالب لـ حفلات توديع العزوبية هذه في الحقيقة ملابس داخلية قابلة للأكل |
Ben sana hangi bitkilerin zehirli hangilerinin yenilebilir olduğunu anlatırım. | Open Subtitles | وأقول لك ما هي النباتات السامة وما هي الصالحة للأكل |
Sınıfıma geldi ve ve içeride yenilebilir bir duvar inşa ettik. | TED | جاء إلى صفي وبنينا جدار داخليا قابلا للأكل. |
Ve bakı şu işe! New York'taki ilk yenilebilir duvarı meydana getirdik. | TED | والمفاجأة أننا أنشأنا أول جدار داخلي قابل للأكل في مدينة نيويورك. |
Pekala bir dahaki sefere bana teşekkür etmek istediğinizde, ...yenilebilir bir paket gönder. | Open Subtitles | حسناً,المرة القادمة التى تودون ان تشكروني فيها فقط ارسلوا لي ترتيبة صالحة للاكل |
Báthory işte o hendekte, gün doğarken yenilebilir. | Open Subtitles | "يمكن هزيمتها في دارها عند الفجر" |
Bu yüzden, tabii ki sormadan, "İnanılmaz yenilebilir Yeşil Rota"yı yarattık. | TED | لذلك اخترعنا، من غير ان نسأل بالطبع، الطريق الأخضر الصالح للأكل الذي لا يصدق. |
Sonraki 4.700 yıl boyunca çiftçiler bitkiyi daha geniş koçanları ve yenilebilir çekirdekleriyle birlikte temel bir mahsule dönüştürdü. | TED | على مدى 4700 سنة القادمة، أدخل المزارعون النبات في المحاصيل الغذائية الأساسية، مع كوز ذرة أكبر وحبات طعام صالحة للأكل. |
Bir kasap canlı hayvanları yenilebilir hale getirir. | Open Subtitles | شركة تعليب لحوم تحول الحيوانات الحيّة إلى لحوم صالحة للأكل. |
ya da ağzına götürene kadar yenilebilir sandığın birşey gibi... ve sonra anlarsın ki yenilebilir değildir. | Open Subtitles | أو شيء من هذا الذي يبدو للأكل يقول لك ضعني في فمك ثم تدرك أنه ليس للأكل |
Gerçekten milyonlarcası vardır denizin dibinde yürürler çöküntüdeki yenilebilir tanecikleri süpürürler. | Open Subtitles | هنالك الملايين منهم تزحف عبر قاع البحر ..تشفط أي جسيمات صالحة للأكل |
Bir kere basman yemeği yenilebilir hale getirmeye yeter. | Open Subtitles | قليلا منها كافى لجعل الطعام القوقازى صالح للأكل |
Çekirge sürüsü yolu üzerindeki yenilebilir her şeyi tüketecek. | Open Subtitles | سوف يستهلكون أي شئ صالح للأكل يقع في طريقهم. |
Etrafımız yenilebilir ağaç çilekleri ve yapraklarla dolu. | Open Subtitles | . نحن محاطون بالتوت و الأوراق الصالحة للأكل |
Seni yenilebilir boyalarla etkilemeyi tercih ederim. | Open Subtitles | أفضل التأثير عليكِ بمجموعة ألوان للجسد قابلة للأكل |
Tanrı yenilebilir olsaydı, gerçi ben Katolik değilim, ama Tanrı yenilebilseydi eminim parmak tavuk olurdu. | Open Subtitles | تنفذ بهذه السرعه ان كان الإله صالح للأكل انا لست كاثالوكي لكن ان كان رائعاً أكل الإله |
yenilebilir mi diye soruyorum çünkü kesinlikle üzüm gibi kokuyor. | Open Subtitles | حسناً، انا أسئل أذا هو صالح للأكل لأنها بالتأكيد تفوح منها رائحة العنب |
Miles, yeterince erkeksen, bütün çamaşırlar yenilebilir. | Open Subtitles | مايلز ، إن كنت رجل بمايكفي فكل الملابس الداخلية صالحة للأكل |
Tüm yediğim yerde bulduğum bir çift yenilebilir iç çamaşırı. | Open Subtitles | كل ما أكلت هو قليل من هذا الصالح للأكل لقد وجدته في الأرض |
- Bu evde yenilebilir bir turşu isteyerek çok mu oluyorum? | Open Subtitles | ماذا تفعل ؟ هل من الصعب الحصول على خضار مطبوخ صالح للاكل ؟ |
Báthory işte o hendekte, gün doğarken yenilebilir. | Open Subtitles | "يمكن هزيمتها في دارها عند الفجر" |
Ama dünyanın en tehlikeli adamları bile taktikle yenilebilir. | Open Subtitles | لكن حتى أخطر الرجال يمكن التفوق عليهم براعةً |