| Kutsal ayin odamızda olmalı, binanın altındaki yeraltı mezarlığında. | Open Subtitles | ستكون في غرفة الطقوس السريه خاصتنا في سراديب الموتى تحت البنايه |
| Kendimi ejderha rahibi öldürmek için saatlerce yeraltı mezarlığında koşmuş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر وكأنني قضيت ساعات احاول المرور من خلال سراديب الموتى |
| yeraltı mezarlığında olduğundan beri dünyada bir ay geçti zaman burada on kat daha hızlıdır. | Open Subtitles | لقد مر شهر في العالم وهنا بعد في سراديب الموتى هذه لقد تبدد الوقت أسرع بعشر مرات |
| yeraltı mezarlığında sana söyleme şansım olmadı. | Open Subtitles | في سراديب الموتى لم يكن لدي فرصة لأخبركِ |
| yeraltı mezarlığında 10 ay boyunca başımın çaresine baktım. | Open Subtitles | تدري ، لقد قاومت نفسي لعشرة أشهر في سراديب الموتى تلك |
| Kutu sadece yeraltı mezarlığında yenilenebiliyor. | Open Subtitles | يمكن فقط أعادة بناء الصندوق في سراديب الموتى |
| Lakin kutu sadece yeraltı mezarlığında yenilenebiliyor. | Open Subtitles | الصندوق يمكن أعادة تشكيله فقط في سراديب الموتى تقاتلين المسوخ |
| 1781'e yolculuğun eski yeraltı mezarlığında kalışın... | Open Subtitles | رحلتكِ القصيرة الي عام 1781 هُجرتِ في سراديب الموتى القديمة |
| yeraltı mezarlığında, kendi ilaçlarımı yapmayı öğrendim. | Open Subtitles | في سراديب الموتى تعلمت كيفية صنع |
| yeraltı mezarlığında oldu, Crane'nin değil. | Open Subtitles | في سراديب الموتى وليس كرين |
| yeraltı mezarlığında. | Open Subtitles | سراديب الموتى |