"yerdeyken" - Traduction Turc en Arabe

    • على الأرض
        
    • شاردي
        
    • بينما يبحثون
        
    "Ama yerdeyken, duyguları ve tutkuları olan bir insanım... " Open Subtitles ولكن على الأرض أنا كائن حي ذو مشاعر و عواطف
    Ayakların yerdeyken tam bir hergele oluyorsun. Open Subtitles عندما تضع قدم واحدة على الأرض تصبح أحمقاً , أليس كذلك ؟
    Luftwaffe, müttefik uçaklarını daha yerdeyken vuruyordu. Open Subtitles القوات الجويه الألمانيه بدأت المعارك بقصف لطائرات الحلفاء و هى مازالت على الأرض
    Hayır. Sonuçlara göre, insanlar ne yaparlarsa yapsınlar, akılları başka yerdeyken daha az mutlular. Mesela, insanlar işlerine gidip gelmekten çok hoşlanmazlar. TED لا. كما تَبيّن، الناس سعداء أقل عندما كانوا شاردي الذهن بغض النظر عما يفعلونه. على سبيل المثال، الناس لا يحبون الانتقال إلى العمل كثيرا في الزحام المروري.
    Şimdi bu sonuca bakıp, tamam, genellikle insanlar akılları başka yerdeyken daha az mutlu, ama şüphesiz ki, akılları daha baştan pek keyifli olmayan bir konudan saptığında, en azından o zaman aklın başka yerde olmasının bir işimize yaraması gerekir diyebiliriz . TED الآن يمكن أن تنظر إلى هذه النتائج وتقول ، بالتأكيد، في المتوسط الناس غير سعداء عندما يكونون شاردي الذهن، لكن عندما يهيم ذهنهم من شئ يقومون به ليس ممتعاً بالنسبة لهم أصلاً، على الأقل في هذه الحالة يمكن للشرود الذهني أن يكون مفيداً بالنسبة لنا.
    Dikkatleri başka bir yerdeyken onları vurabileceğiz. Open Subtitles نضربهم بينما يبحثون في الإتجاه الآخر
    Dikkatleri başka bir yerdeyken onları vurabileceğiz. Open Subtitles نضربهم بينما يبحثون في الإتجاه الآخر
    Sen burada yerdeyken baktığımda sana,... ölmüş de görebilirdim seni. Open Subtitles عندما رأيتك هنا على الأرض كان باستطاعتي رؤيتك و أنت ميت
    Bu homo da ben yerdeyken beni tekmeledi! Open Subtitles و هذا الشاذ ركلنى فى ضلوعى عندما كنت على الأرض
    Gelişmiş Amerikan bombardıman uçaklarından oluşan bir dalgayla Castro'nun hava kuvvetlerinin yerdeyken imhası planlanmıştı. Open Subtitles موجة أولية من القاذفات الأمريكية خططت لتدمير سلاح الجو لكاسترو على الأرض
    Dekanımız darbelerin en büyüğünü yerdeyken almış. Open Subtitles تلقى العميد أغلب الضربات وهو ملقى على الأرض
    -Yok canım. Sen yerdeyken kıçına tekme yiyenler sınıfına giriyorsun. Open Subtitles أنت تدخل في المجموعة التي تريد الركلة على مؤخرتها وهم مازالوا على الأرض
    Ne düşünüyorum biliyor musun? Burada yerdeyken her şey çok değişik görünüyor. Open Subtitles عندما أكون على الأرض تبدو الأشياء مختلفةً كثيراً
    - Kurban yerdeyken arkadan boğuluyorsa ve karşı koyuyorsa, oluşan tipik.. Open Subtitles و الإصابة الأصلية للضحية و هي على الأرض كانت مشدودة بقوة شخص ما خنقها من الخلف
    Sence yerdeyken böyle hissetmen mümkün mü? Open Subtitles هل من الممكن أن يراودك هذا الشعور على الأرض, أتعتقد هذا؟
    o yerdeyken, sonu gelmiş ölü bedenine küfür ederken hemen şehvetimi doyurup, söylediklerimle onu kızdırıcam ve bunu o çok övdüğü elbiseleriyle yapıcam . Open Subtitles أنه على الأرض خطابي المهين أنتهى على جثته

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus