Bu, yerel düzeyde kamu hizmetlerini satın almak için piyasalardaki kamu harcamaları ile ilgili. | TED | والمتعلقة بالإنفاق العام من خلال هذه الأسواق لشراء الخدمات العامة على المستوى المحلي. |
Sosyal bilimciler ve ve Elinor Ostrom gibi ekonomistler, yerel düzeyde müşterek malların yönetimi fenomeni hakkında çalışan iktisatçılardan öğrendiğimiz gibi, bireyin ve toplumun iyiliği için, size açık sahaya ulaşma ve onu idare etme imkanı veren bazı ön kabullere ihtiyaç vardır. | TED | إذن ما تعلمناه من علماء الاجتماع ومن الاقتصاديين مثل ايلنور أوستورم الذين درسوا ظاهرة إدارة الماء على المستوى المحلي بأنه يوجد متطلبات محددة يمكنك أن تضعها في مكانها لتساعدك على الإدارة والتوصل لمخرج لمصلحة الفرد والكل |
(Alkışlar) Temsili demokrasi katılımlı demokrasi ile yürütülmeli, böylece kendi politik seçimlerimizi sadeleştirebiliriz ve o seçim mümkün olduğu kadar yerel düzeyde uygulanmalı. | TED | (تصفيق) يجب تغيير الديمقراطية التمثيلية بالديمقراطية التشاركية. لكي نتمكن من تحسين خياراتنا السياسية، وأنه يتعين تجربة ذلك الخيار قدر المستطاع على المستوى المحلي. |
yerel düzeyde artık hastalar sağlık yardımına erişebiliyor. | TED | الآن يستطيع المرضي الحصول على الرعاية على الصعيد المحلي. |
(Kahkahalar) Fakat,o zaman zarfında,toplumumuz için... ...doğru şeyler yapacak,yerel düzeyde onları geliştirecek... ...bir proje olduğunun farkına vardım. | TED | (ضحك) لكن خلال ذلك الوقت، أدركت أنه عن المشاريع وتطويرها على الصعيد المحلي التي حقا ستقوم بالشيء الصحيح لمجتمعاتنا. |