İdam mahkumunu bir tezgaha yerleştiriyorlar, ve geniş bir bıçak, giyotin diyorlar, ağırlığı ve kuvveti ile aşağı iniyor. | Open Subtitles | يضعون الرجل على إطار خشبي ثم سكين عريض يسمونه مقصلة تسقط بقوة وزنها |
Onlar tüm askerlere bio-reseptör yerleştiriyorlar. | Open Subtitles | أعني أنهم يضعون مستقبلات حيوية في كل جنود الجيش |
İnsanlar yakıt deposunu küçültüp kazandıkları boşluğa elektronik cihaz, elektrik donanımı falan yerleştiriyorlar. | Open Subtitles | الناس تضع خزان وقوع أصغر المساحة الإضافية يضعون الإلكترونيات , الأسلاك |
Roketlerin başlığına atom bombaları yerleştiriyorlar. | Open Subtitles | إنهم يضعون قنابل ذرية على رؤوس الصواريخ الأن |
- Gözcü yerleştiriyorlar. | Open Subtitles | كشافة يتمركزون. |
Mekanikler sahte bir kara kutu yerleştiriyorlar. | Open Subtitles | الميكانيكيين هناك يقومون بوضع صندوق أسود مزيف. |
Sırtına bir şey örtüyorlar ve dikenli tacı alıp kafasına yerleştiriyorlar. | Open Subtitles | ومن ثم يضعون عليه رداء ويأخذون تاج محدد بالشوك ويضعونه على رأسه |
Sandıklara da garip ufak küpleri yerleştiriyorlar. | Open Subtitles | عمن يبحثون؟ كما أنهم يضعون تلك المكعبات الغريبه في هذه الصناديق |
Anladığım kadarıyla kömürü içine koyup, sonra da çarşafın arasına yerleştiriyorlar. | Open Subtitles | مثلما أعلم , فإنهم يضعون الفحم داخل ذلك الشيء و بعد ذلك وضعه بين الاغطية |
Kelimelerin içine seni düşündürmeye başlayan fikirler yerleştiriyorlar. | Open Subtitles | يضعون أفكاراً في الكلمات تجعلك تبدين في التفكير. |
Doktorlar göğsünüze bir kateter yerleştiriyorlar ucunda da bir pompa var neredeyse 3 kilo ağırlığında. | TED | فالاطباء يضعون " أنبوب قسطرة " في صدرك متصلة إلى مضخة تزن أربعة أرطال ونصف |
Arabanı park ediyorsun, bombayı yerleştiriyorlar, saati ayarlıyorlar ve gidiyorlar. | Open Subtitles | تركن سيارتك... يضعون القنبلة، يضبطون المؤقت... |
Node'ları yerleştiriyorlar. | Open Subtitles | انهم يضعون العقد فقط |
Rektumuna tüp yerleştiriyorlar. | Open Subtitles | يضعون أنبوباً بالمستقيم |
Kamerayı yerleştiriyorlar. | Open Subtitles | انهم يضعون الكاميرا |
Node'ları yerleştiriyorlar. | Open Subtitles | انهم يضعون العقد فقط |
Ve biliyorsunuz Türkiye'ye roketlerini yerleştiriyorlar. | Open Subtitles | " "والآن يضعون صواريخ في "تركيا" |
Aslında, bu teknoloji o kadar gelişti ki. Bu yaratık bir güve. Bu pupa evresinde olan bir güve. Kabloları bu evrede yerleştiriyorlar ve bilgisayara bağlıyorlar. Böylece güve tam olarak geliştiğinde kablolar halihazırda yerleşmiş oluyor. | TED | وفي الواقع، هذه التكنولوجيا قد تم تطويرها إلى درجة أن هذا المخلوق -- هذه عثة. هذه عثة في مرحلة العذرية، ذلك حين يضعون الأسلاك فيها ثم يضعون تكنولوجيا الكمبيوتر. بحيث أنه حين تخرج العثة كعثة، تكون موصولة بالأسلاك مسبقا. |
- Gözcü yerleştiriyorlar. | Open Subtitles | كشافة يتمركزون. |
- Okları yerleştiriyorlar. - Evet, biliyorum. | Open Subtitles | إنهم يقومون بوضع السهام |