Ayağınızı yere sağlamlaştırır, karnınızı içine çeker, sırtınızı gerersiniz, onu açmak için yeterli güç yaratırsınız. | TED | تثبّت قدميك، تشدّ بطنك، و تقلض ظهرك، محدثاً قوة كافية لفتحه بقوّة. |
Ben ikimiz arasında düşünüyorum, biz kendimizi savunmak için yeterli güç var. | Open Subtitles | أعتقد أننا نكفي بعضنا ونملك قوة كافية للدفاع عن أنفسنا |
- Ama DHD olmadan da en azından bir kez bağlanabilmek için yeterli güç var. | Open Subtitles | أنت كان لديك وحدة إتصال بالوطن و ليس لديهم هم هناك طاقة كافية للإتصال مرة واحدة على الأقل |
Sadece sunucuları soğutmak için yeterli güç vardı. | Open Subtitles | كانت هناط طاقة كافية لإدارة و تبريد الخوادم فحسب |
Umarım, o çalışması için yeterli güç olacak. | Open Subtitles | آمل أن تكون لديها القوة الكافية لجعلها تعمل |
Soru, bize geri göndermek için yeterli güç var mı? | Open Subtitles | السؤال هو ، ألديك القوة الكافية لإرسالنا لعالمنا ؟ |
Havada tutmak için yeterli güç yok. | Open Subtitles | ليس هناك ما يكفي من القوة لإبقائها في الهواء |
Biz onsuz dışlamak için yeterli güç daha var , bunu biliyorsun. | Open Subtitles | لدينا قوى كافية لنحكم بدونه ، أنت تعلم هذا |
Hatta bir büyü için yeterli güç yok. | Open Subtitles | . ليس لدينا قوة كافية لقول تعويذة حتى |
Hayır, denedim onu. yeterli güç vermedi. | Open Subtitles | لا ، لقد جربت هذا ليس فيه طاقة كافية |
yeterli güç yok. | Open Subtitles | ليس لدينا طاقة كافية |
yeterli güç olursa. | Open Subtitles | إذا كانت معك طاقة كافية |
Kendinde yeterli güç varsa | Open Subtitles | إن وجدت ما يكفي من القوة... بداخلك... |
Ben ikiniz için de yeterli güç getirdi. | Open Subtitles | لقد أحضرت قوى كافية لكما أنتما الاثنين |