Yapmamız gereken şey ayak uydurmak, geride kalıp yetişmek değil zenci. | Open Subtitles | الهدف من اللعب هُنا هو مجاراتهم وليس اللحاق بهم أيها الزنجي |
Uçağa yetişmek istiyorsan erkek gibi koşacaksın. | Open Subtitles | إن أردت اللحاق بتلك الطائرة فاركضي كالرجل |
Sabahları çantayı toplamaya hiç vakit olmuyor. Trene yetişmek için koşmam gerekir. | Open Subtitles | لا يوجد وقت لحزم الحقيبة في الصباح يجب أن أسرع للحاق بالقطار |
Ruslara yetişmek istiyorsak yörüngesel bir görev hayati önem taşımaktadır Albay John Glenn ise bu iş için biçilmiş kaftandır. | Open Subtitles | بأول مهمة دوران للولايات المتحدة مهمة الدوران إلزاميه إن كنا سوف نلحق الروسيين |
Günaydın. Uçağıma yetişmek için biraz acelem var. | Open Subtitles | صباح الخير، أنا فى عجالة من أمرى كى ألحق رحلتى. |
Tatlım, yemeğe yetişmek istiyorsak çıksak iyi olur. | Open Subtitles | عزيزتى لو اننا سنلحق هذا الحجز لابد أن نذهب موافقه |
- Altı uçağına yetişmek için mi? | Open Subtitles | -لما أرهق نفسي لألحق بطائرة الساعة السادسة؟ |
İki saattir hareket etmeyen bir otobüse yetişmek için koşan kadın ya da dövizle soda almaya çalışan güvenlik görevlisine ne demeli? | Open Subtitles | أو تلك السيّدة الني كانت تركض لتلحق بالحافلة التي لم تغادر لساعتين. أو الحارس الأمني الذي هناك يشتري صودا بعملات أجنبية. |
Sanırım helikopter arkadaşların şu tarafa gitti; yetişmek istersen eğer. | Open Subtitles | أظنّ أنّ رفاق مروحيّتك فرّوا بهذا الاتجاه، إن أردت اللحاق بهم |
Bu arada yarın sabah on trenine yetişmek istiyorum. | Open Subtitles | بالمناسبة, أريد اللحاق بقطار العاشرة غداً |
Son otobüse yetişmek istiyorsanız şehre gidiş için acele etmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نسرع بالذهاب إلى أردتم اللحاق بالحافلة |
Bu bacak, sağ bacağı korkunç bir darbe alıyor, çünkü arkadaşlarına, kendi kardeşlerine yetişmek için yarı emeklemek zorunda, çünkü öyle hareket etmesi koltuk değnekleriyle yürümekten daha hızlı. | TED | هذه القدم ، قدمه اليمنى تتعرض لضرب عنيف لأنه يجب عليه أن يحبوا حيث يمكنه التحرك بشكل أسرع بهذه الطريقة لكي يستطيع اللحاق بأصدقائه ، أخوته و أخواته و بعدها يحاول الوقوف و المشي |
Tek yapmamız gereken, trene yetişmek. | Open Subtitles | والآن كل مانحتاج فعله هو اللحاق بالقطار |
- Herkese veda ettiğini düşünerek, ...dokuz buçuk trenine yetişmek istedi. | Open Subtitles | -لقد ودع الجميع ويريد اللحاق بقطار الساعة التاسعة. |
Çalışanlar da birazdan... 9:31'deki Syosset'e yetişmek için giderler. | Open Subtitles | وسيقوم كبار رجال الأعمال بالمغادرة قريبا للحاق بموعد 09: |
Çünkü 20:10 otobüsüne yetişmek için 20:03'te çıkmam lazım. | Open Subtitles | لأنه يجب أن أغادر الساعة 8: 03 للحاق بحافلة الساعة 8: |
Yakınlarda yiyecek olduğunu sezmiş, ona yetişmek için hızla ilerliyorlar. | Open Subtitles | أحسّوا هناك غذاء حول، وهم يَتسابقونَ للحاق به. |
Saat bir trenine yetişmek zorundayız. | Open Subtitles | يجب ان نلحق بقطار الساعة الواحدة |
İsviçre'ye gitmeden Amir'e yetişmek istiyorsun. | Open Subtitles | نلحق بأمير قبل أن يتوجه إلى سويسرا؟ |
Ona yetişmek istiyorsam çok daha fazla çalışmam gerektiğini anladım. | Open Subtitles | فكرت بأنّه عليّ أن أحاول بجدٍّ أكثر إذا أردتُ أن ألحق بذلك الشخص |
Unutma, son trene yetişmek zorundayım. | Open Subtitles | تذكر أني يجب أن ألحق بآخر قطار |
Bu uçuşa yetişmek istiyorsak acele etme vaktimiz geldi. | Open Subtitles | حان وقت التحرك إذا كنا سنلحق بتلك الرحلة |
"Boardwalk Empire'a" yetişmek için işten erkenden sıvıştım. | Open Subtitles | "Boardwalk Empire" لقد تسللت من العمل باكراً لألحق مسلسل |
Trene yetişmek için arabaya bindi. | Open Subtitles | فقد غادرت لتلحق القطار |