Ve eğer satamazsan, yak gitsin! Bu ülke de, villa da bana Yetti! | Open Subtitles | واذا لم تستطع بيعها، احرقها لقد اكتفيت منها ومن هذا البلد |
Seni uyarıyorum. Bu sürekli tartışmalardan bana gına geldi, Yetti artık. | Open Subtitles | أحذرك لقد اكتفيت من هذه المشاحنات المستمرة |
Bölük pörçük şeyler, ama duyduklarım aileden birinin kendisini öldüreceğinden korktuğunu anlamama Yetti. | Open Subtitles | فقك بعض الجمل و الكلمات, ولكنها كافية لأدرك انه كان خائفا من ان احد افراد العائلة سيقوم بقتله |
Yetti artık. Ülke dediğin bu pis yer sende kalabilir. | Open Subtitles | لقد إكتفيت, تستطيع أن تحفظ بقذراتك هذه التي تسميها بلاد. |
Belki çıkışı kapadı, ya da bıçakla tehdit Yetti. | Open Subtitles | ربما سدّ طريق الهرب أو ربما التهديد بسكين كان كافياً |
Sanırım bilinçaltından kaynaklanıyor. Artık Yetti. | Open Subtitles | أعتقد أنه العقل الباطني الذي فعل هذا أنا أكتفيت |
Peki, Yetti artık filmi izleyecektim ama boşver. | Open Subtitles | طفح الكيل لقد كنت انوي مشاهدة فلم ،لكن انسى ذلك سوف تكون ساقطتي |
- Bana uyar. - Yetti artık. | Open Subtitles | هذا جيد بالنسبة لى اتعرفون لقد اكتفيت من ذلك |
Ama zamanla ergenlik geldi, artık Yetti. | Open Subtitles | , لكن بمجرد أن أتممت سن البلوغ كنت قد اكتفيت |
Sanırım arkadaşça tavsiyeler bugünlük Yetti teşekkürler. | Open Subtitles | أعتقد أنني اكتفيت من النصيحة الودّية حاليًا, شكرًا. |
Tamam bugünkü çılgınlık bana Yetti. | Open Subtitles | حسناً، لقد اكتفيت بما رأيته من جنون اليوم |
Ve bir kere Yetti! Tekrar bununla dans etmeyeceğiz! | Open Subtitles | ومرة كانت كافية ولن نرقص على تلك النغمة ثانية |
Ve bir kere Yetti! Tekrar bununla dans etmeyeceğiz! | Open Subtitles | ومرة كانت كافية ولن نرقص على تلك النغمة ثانية |
Ronnie, bugünlük vitrin görevi Yetti bana. | Open Subtitles | روني, لقد إكتفيت من واجب النافذة لهذا اليوم |
Bu faşizm Yetti artık. Fae için Yetti! | Open Subtitles | لقد إكتفيت من هذه الفاشية لقد إكتفى كل الفاي |
Ama kasasını arama emri çıkarmaya Yetti. | Open Subtitles | ولكنّه كان كافياً للحصول على مذكرة لتفتيش قبوه |
Seni temin ederim ki devam etmem için bu bile Yetti. | Open Subtitles | وأوكد لك أن هذا كافياً من أجل الحفاظ على رحيلى |
- Evde eğitim Yetti artık. Bir kereliğine de olsa normal bir genç olmak istiyorum. | Open Subtitles | أكتفيت من الدراسة الأنتسابية أوتعلم ، أودّ أنّ أصبح فتاه عادية و لو لمرة. |
Canıma Yetti artık. - Gardiyan. - Devrilmemi mi istiyorsun? | Open Subtitles | لقد طفح الكيل من هذا أنتِ تقودينني للجنون |
Soğuktan uzak durmak için çalışmaya devam ettim ve bu da bana Yetti. | Open Subtitles | انا فقط كنت احاول ان ادفئ نفسى وكان هذا كافيا لى |
Ama sanırım Paul'le geçirdiğim birkaç yıl bana Yetti. | Open Subtitles | لكن اعتقد انت تلك السنين مع بول كانت كافيه |
Bu şeyi geri döndür. Yetti bu kadar. Nefes alamıyoruz. | Open Subtitles | أرجعنا, لقد اكتفينا نحن لا نستطيع التنفس |
Bu kadarı bile onun insanlığını kapatmasına Yetti. | Open Subtitles | وبرغم أنها كانت لمحة بسيطة، فقد كفَت لجعله يخمد إنسانيته. |
Bu bana Yetti artık. | Open Subtitles | لقد طفح كيلي. |
Yankilerden işittiğimiz hakaretler Yetti de arttı. | Open Subtitles | لقد تحملنا ما يكفي من الإهانات من الشماليين المتطفلين |
Evet. Annemin iki haftalık "normal doğum" dersleri Yetti. | Open Subtitles | أجل، إن أسبوعان من محاضرات أمي عن "الولادة الطبيعية" كانا كافيين. |
Bir kez savaşa girmek bana Yetti majesteleri. | Open Subtitles | خوض قتال واحد كان كافيًا بالنسبة لي يا سيدي |
Bize bütün bunları yapması için beş dakika Yetti. | Open Subtitles | لقد استغرق منها خمس دقائق لفعل كل ذلك بنا |