yiyeceğimiz,içeceğimiz,sıcak yatağımız ve banyo için bol bol sıcak suyumuz var. | Open Subtitles | لدينا طعام و شراب و فراش دافئ وماء ساخن كافٍ لاغتسالك |
yiyeceğimiz kalmadı.Kalanını'da asker kaçakları götürdü | Open Subtitles | ليس لدينا طعام . لقد تم تنظيفنا فعلا بواسطه الفارين من الخدمه انا لست هارب من الخدمه |
yiyeceğimiz olmasa, bu kadar dayanamazdık. | Open Subtitles | لم يكن لنا أن نعش كل تلك المدة بلا طعام. |
Eğer bir şey yapmadan burada oturursak yiyeceğimiz ve suyumuz bitecek. | Open Subtitles | إذا لم نفعل شيئاً فسينفد الطعام و الماء إذا بقينا هنا |
7 gün içinde yiyeceğimiz kalmayacak. 14 gün içinde insanlar açlıktan ölecek. | Open Subtitles | بعد 7 أيام سينفذ منا الطعام وبعد 14 يومًا سيموت الناس جوعًا |
Sonra yiyeceğimiz tamamen bitti, gidiş yolculuğumuzda bıraktığımız depoların ilkine 75 kilometre uzaklıktaydık. | TED | حينها نفذ طعامنا بالكامل فقدنا اول مخزون للطعام بعد قطع 46 ميلاً والذي استعملناه خلال رحلة الذهاب. |
Yeterince yiyeceğimiz var. Nil Mehdi'nin saldırısı için çok yüksek. | Open Subtitles | لدينا هنا طعام يكفينا لعدة شهور النيل مرتفع ، لن يهاجم المهدى منه |
Bolca yiyeceğimiz var elbette. Yakıt sorunumuz yok. | Open Subtitles | بالتأكيد , هناك طعام كثير الوقود ليس مشكلة |
Bizim hiç yeterli yiyeceğimiz olacak mı acaba, bunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أعلم إن كنا سنحصل قد على طعام كافي |
Ne paramız, ne de yiyeceğimiz var. Hiçbir şeyimiz kalmadı. Anlıyor musun? | Open Subtitles | ليس لدينا مال, لا طعام لم يتبقى لنا شئ, مفهوم.. |
yiyeceğimiz ve biramız var, ayrıca sıfır adult denetimide cabası. | Open Subtitles | لدينا طعام, وبيرة, ولا رقابة من الراشدين |
Hatırlıyorum da gecenin birinde evde hiç yiyeceğimiz yoktu. | Open Subtitles | أذكر ذات ليلة.. لم يكن لدينا طعام في المنزل |
yiyeceğimiz yok, kışlık giyeceğimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا طعام او ملابس شتوية و الذخيرة لدينا قليلة |
Bu harika, biraz yiyeceğimiz var diye düşündük. | TED | لذا اعتقدنا، ذلك جيد، وجدنا بعض الطعام. |
Tanrım, sevdiklerimiz güvende olduğu iç in... ve yiyeceğimiz yemekler iç in sana şükürler olsun. | Open Subtitles | نحمد الله على سلامة أحبائنا وعلى الطعام الذى نوشك على الحصول عليه , آمين |
Buraya çok yakın. İşe yürüyerek gidebilirim. Her zaman yiyeceğimiz olur. | Open Subtitles | المكان قريب جداً، سأذهب للعمل مشياً على الأقدام، وسيتوفر لنا الطعام دائماً |
Çıkana kadar yiyeceğimiz biter veya donarız. | Open Subtitles | سينفذ منا الطعام او نتجمد من البرد قبل ان يفعل هذا |
yiyeceğimiz olduğu sürece, bize bir şey getirmemelerini söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرت الحارس بأن لا يحضر لنا شيئا طالما أن هنالك ما يكفينا من الطعام |
Altın madeni mi? Altın madenine gitmiyoruz ki. Bu bizim yiyeceğimiz değil mi? | Open Subtitles | ـ نحن لسنا ذاهبون إلى مُعسكر الذهب ـ هذا ليس طعامنا ؟ |
Ne bir silahımız, yiyeceğimiz, hiçbir şeyimiz yok. | Open Subtitles | لا نملك اسلحة ولا غذاء لا يوجد لدينا اى شىء |
Burada epey yiyeceğimiz var ve daima sisle gelir. | Open Subtitles | لدينا الكثير من المواد الغذائية هنا دائما تجهيزات التي تأتي مع الضباب |
yiyeceğimiz, içkimiz ve dokuz yardanın tamamı. | Open Subtitles | 30 ، سيكون الأمر رائعاً سنتناول الطعام والشراب وكل شيء |
"Birgün yeterince yiyeceğimiz olacak bize çok vermenize gerek yok. | Open Subtitles | انظر، في يوم ما سيكون لدينا ما يكفي لنأكله |
Lanet olsun, bu insanlar bizim yiyeceğimiz müttefikimiz değil. | Open Subtitles | تبآ,هؤلاء الاشخاص هم غذائنا لَيسَ حلفائَنا. |
Yakacak odunumuz bitmek üzere. yiyeceğimiz de çok az kaldı. | Open Subtitles | الخشب المستخدم للنيران يكاد ينفذ، والطعام سينفذ سريعًا هو الآخر |