Görünüşe göre yeni evliliklerini donmuş yoğurtla kutluyorlar. | Open Subtitles | يبدو أنهم كانوا يأكلون الزبادي المُجمد إحتفالاً بحياة جديدة ؟ |
İronik bir şekilde yağsız yoğurtla halkın dikkatini çekti bu da Cumhuriyetçilere seçimi büyük oranla kazandıracak. | Open Subtitles | المثير للسخرية أن إنتشار فضيحة الزبادي خالي الدهن... إلى إهتمام الرأي العام... ... |
Gazetene yoğurtla ilgili bir şeyler yazıyor musun hiç? | Open Subtitles | هل كتبت بحياتك عن الزبادي في صحيفتِكَ؟ |
Onlara yoğurtla ödeme yapıyorlarmış. Tanrım. | Open Subtitles | يدفعون لهم أجورهم بلبن الزبادي |
Aşılarla, yoğurtla, probiyotiklerle, ve oral yolla verilebilecek tedavi yöntemleriyle arıları daha sağlıklı bir hale getirmenin yollarını arıyoruz ve bu süreç 7 yaşındaki bir çocuğun bile yapabileceği kadar kolay. | TED | نحن نبحث عن الطرق التي تجعل النحل أكثر صحة من خلال التطعيمات ، من خلال الزبادي ، مثل المحفزات الحيوية وأنواع أخرى من العلاجات التي من الممكن إعطائها للنحل خارجياً وهذه العملية سهلة جدا، حتى أن الطفل ذو السبع سنوات يستطيع عملها |
Sanırım yoğurtla işim bitti. | Open Subtitles | وهاقد انتهينا من الزبادي |
- yoğurtla dondurmanın tadı aynı değilmiş! | Open Subtitles | الزبادي ليس مثل المثلجات |