Çünkü bir kere soğuduğunda, yok edilemez hale geliyor. | Open Subtitles | لانه بمجرد ان يبرد المعدن فانه يصبح غير قابل للتدمير |
Neredeyse yok edilemez olmak keyifli. | Open Subtitles | حَسناً، أنْ أكُونَ تقريباً غير قابل للتدمير أمر رائع |
Sanki yok edilemez gibi. Teflondan bir evlilik sanki. | Open Subtitles | إنها كانها غير قابلة للتدمير , زواج التيفلون |
Lamia bir medyum tarafından yok edilemez. | Open Subtitles | (لاميا) ، لايمكن إبعادها عن الطريق الوسيط الروحي |
Termodinamiğin ilk kuralı; enerji yaratılamaz veya yok yok edilemez. | TED | ينص القانون الأول للديناميكا الحرارية على أن الطاقة لا يمكن أن تستحدث أو تفنى. |
Görünmez, yok edilemez ve kaçılamaz bir kubbe. | Open Subtitles | قبّة خفيّة، منيعة ويستحيل الفرار منها |
Hiçbir şekilde yok edilemez. Ama en etkileyici yanı bu değil. | Open Subtitles | إنه عملياً لا يمكن تدميره لكن هذا ليس الجزء الأكثر روعة |
Duvar yanmıyor. yok edilemez! | Open Subtitles | لا يمكن إحراق الجدار إنّه غير قابل للتدمير |
Elimde yok edilemez bir robot var. Düşünebilen, uyum sağlayabilen, insancıl ahlaki bir insan tarafından kontrol ediliyor. | Open Subtitles | لدي روبوت غير قابل للتدمير يتم تشغيله بالتفكير وقابل للتأقلم |
Neredeyse yok edilemez olan bu bitki türü günde yarım metre uzayabilir ve bir devi saklayacak boya erişebilir. | Open Subtitles | غير قابل للتدمير تقريبا فهو يمكنه أن ينمو 61 سم في اليوم فيصبح طويلًا كفاية لإخفاء عملاق |
Bu şey yok edilemez gibi. | Open Subtitles | انها مثل هذا الشيء غير قابل للتدمير. |
İkisi de yok edilemez değil ve ikimizin de yardımına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | فلا هذا غير قابل للتدمير و... كلانا يحتاج إلى مساعدتك. |
Peşine düştüğümüz adam yok edilemez bir üniforma giyiyor. | Open Subtitles | هذا هذا الرجل الذي نطارده يرتدي بدلة غير قابلة للتدمير |
Nasıl? Onun yok edilemez olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتُ أنّها غير قابلة للتدمير. |
Lamia bir medyum tarafından yok edilemez. | Open Subtitles | (لاميا) , لايمكن إبعادها عن الطريق الوسيط الروحي |
Termodinamiğin ilk kanunu enerji oluşur ama yok edilemez. | Open Subtitles | القانون الأول الديناميكا الحرارية الطاقة لا تفنى ولا تستحدث من عدم ولكن تتحول من شكل إلى آخر |
Dahlia yok edilemez duruma gelir. | Open Subtitles | هكذا ستكون منيعة فعليًّا. |
Hayır, bence nükleer dünyada gerçek düşman yok edilemez. | Open Subtitles | أنا أعتقد ...أن في العالم ذو القوى النووية العدو الحقيقي لا يمكن تدميره |
Belial yok edilemez, yalnızca muhafaza edilebilir. | Open Subtitles | لا يمكن تدمير (باليال)، إنّما يُمكن حبسه فحسب. |
Bilindik yöntemlerle yok edilemez ama benim bir planım var. | Open Subtitles | لا يمكن تدميرها بالوسائل التقليدية ، أما أنا فلدي خطة . سيداتي |
- yok edilemez değil ki bunlar. | Open Subtitles | نعم, نعم, انا اعمل على ذلك. هذه الأشياء غير قابلة للتلف. |
Kahraman olmak için yok edilemez olmana gerek yok. | Open Subtitles | لا تحتاج أن تكون راسخ لتصبح بطلاً |
Uygun miktarda karbon ile kılıç yok edilemez oluyor. | Open Subtitles | كميّة دقيقة من الأوكسجين، و السيّف يصبحُ راسخاً تقريباً |