Ne kadar güzel olursa olsun yoldan çıkmış bir İngiliz'i kovalamaktan çok daha önemli işleri var. | Open Subtitles | لديه أمور مهمة أخرى ليقلق بشأنها بدلاً من مطاردة إنكليزية ضالة مهما كانت جميلة |
Ne kadar güzel olursa olsun yoldan çıkmış bir İngiliz'i kovalamaktan çok daha önemli işleri var. | Open Subtitles | لديه أمور مهمة أخرى ليقلق بشأنها بدلاً من مطاردة إنكليزية ضالة مهما كانت جميلة |
Sizi zavallı, acınası yoldan çıkmış yaratıklar Ateşli Moe ları mideye indiriyor sonra da hep "bunu nasıl yapıyor acaba?" diye düşünüp duruyorsunuz. | Open Subtitles | يا لكم من مخلوقات ضالة مثيرة للشفقة. تتجرّعون "لهيب (مو)" طوال الوقت، متسائلين "ما هو سرّه؟" |
Salti 119 yakınlarında, arabası yoldan çıkmış ve kayalıklara çarpıp olmuş. | Open Subtitles | بالقرب من سالتيو سيارته انحرفت عن الطريق والصخور قتلته |
William Madlock, kendi şeridine giren bir araç yüzünden yoldan çıkmış. | Open Subtitles | ما الذي اكتشفت غير ذلك؟ رجل اسمه ويليام مادلوك خرج عن الطريق تلك الليلة |
Ruhları zaten yoldan çıkmış. | Open Subtitles | فإن أرواحهم ضالة |
Burada yoldan çıkmış ve ağaca çarpmış. | Open Subtitles | هنا حيثما خرج عن الطريق وصدم الشجره |