Yukarı Doğu Yakası'na alışmak da benim epey zamanımı almıştı. | Open Subtitles | لقد اخذت فترة حتى تعودت على الجانب الشرقي الراقي أيضا |
Aynı silah, yaklaşık bir hafta önce Yukarı Doğu Yakası'ndaki bir kuru temizlemeci soygununda kullanılmış. | Open Subtitles | جاء من البندقية التي كانت تستخدم لسرقة والتنظيف الجاف على الجانب الشرقي الأعلى منذ حوالي أسبوع. |
Ben bunu Yukarı Doğu Yakası'ndaki gerçek hayatımdan kaçmak için kullanıyordum. | Open Subtitles | لقد أعتدت على الهروب من حياتي الحقيقة في الجانب الشرقي الأعلى |
Yukarı Doğu Yakası'nda bir çiçekçide yarı zamanlı teslimatçılık yapıyormuş. | Open Subtitles | يعمل بدوام جزئي في التوصيل لحساب دكّان أزهار في الجانب الشرقي من المدينة. |
Ayrıca Yukarı Doğu Yakası'ndaki 500 evin buzdolabı üzerinde de asılı. | Open Subtitles | كانت أيضاً على حوالي 500 ثلاجة في الجانب الشرقي من (نيويورك). |
S. ve Yalnız Genç'in Yukarı Doğu Yakası'ndaki en sıkıcı çift olduğunu sanırdım. | Open Subtitles | كنت أعتقد أن (س) والفتى الوحيد أكثر الأزواج مللاً على الجانب الشرقي الأعلى |
Yukarı Doğu Yakası'nda bir yer tuttum. | Open Subtitles | لدي مكان على الجانب الشرقي الأعلى. |
Bu, Yukarı Doğu Yakası'nda "Şenlik Ateşi"nden beri yapılmış en iyi hiciv olabilir. | Open Subtitles | (على الجانب الشرقي الراقي منذ (بونفاير اوف ذا فانيتيز |
Yukarı Doğu Yakası'nda beklenmedik bir ortaklık doğuyor. | Open Subtitles | تحالف غير وارد يحدث في الجانب الشرقي الأعلى |
Bizim arkadaşımız olan biri Yukarı Doğu Yakası'nda karşılıklı olarak bir düşmanı paylaştığımızı düşünüyor ve ve şu an içeriden biraz yardım alabilsem gerçekten iyi olurdu. | Open Subtitles | صديقة لي تظن أن لدينا أعداء مشتركين في الجانب الشرقي الأعلى وأستطيع الإستفادة من مساعدة من الداخل حاليا |
Yukarı Doğu Yakası'nda kime güveneceğini kestirmek güçtür. | Open Subtitles | في الجانب الشرقي الأعلى من الصعب عليك ان تعرف فيمن تثق |