| yumurta sarısı yemediğini söylemişti ama iki tane sarı koymuş bulundum. | Open Subtitles | قال أنه لا يستطيع ،أكل صفار البيض لكنني وضعت صفار بيضتين |
| Ayrıca, çikolata, fıstık ezmesi ve yumurta sarısı yiyemem. | Open Subtitles | وأيضاً لا يمكنني تناول الشيكولاته ولا الفول السوداني ولا صفار البيض |
| Veya çikolata, yumurta sarısı ya da kuş üzümü reçeliyle. | Open Subtitles | بكريم الكاكاو و صفار البيض و هلام الزبيب |
| Terbiye edilmiş yumurta sarısı, bezelye kreması ve yeşil kabak çiçekleri karidesli Fransız sebze türlüsü, tatlı ve ekşi sos ve gevrek sebzeli karışık balık. | Open Subtitles | طبقكِ يا سيدتي هو متبل صفار البيض مخلوط بالبازلاء وأنتِ يا سيدتي، جمبري مع الأرزية والصلصة الحامضة وأنتِ يا سيدتي سمك ممزوج بالخضار المقدد |
| Bazılarının yeri kolayca doluyor mesela yumurta sarısı, neft yağı ve gül yağı. | Open Subtitles | بعضها تم تبديلها بسهولة-- صفار البيض, زيت التربنتين, وزيت الورد |
| yumurta sarısı gibi akacaklar. | Open Subtitles | سيكونوا مثل صفار البيض |