Bu taşlı kıyılar yumurtlamak için pek güvenli yerler değillerdir. | Open Subtitles | فهذه الشواطئ الصخرية ليست بالمكان الآمن لوضع بيضها.. |
Ancak bütün deniz kuşları yumurtlamak için karaya gelmek zorundadırlar. | Open Subtitles | لكن مع ذلك , فان كل الطيور البحرية لا بد أن تعود لليابسة لتضع بيضها |
yumurtlamak için güvenli bir yer arıyor ve uzun gür kuyruklu, keskin dişli çekici bir beyle karşılaşıyor. | Open Subtitles | كانت تبحث عن مكان امن لوضع بيضها وقابلت امير ساحر ذو ذيل منفوش واسنان حادة |
Kapelinler, yumurtlamak için okyanustan ayrılan yalnızca iki balık türünden biri. | Open Subtitles | أنها واحدة فقط من نوعين من الأسماك التي تغادر المحيط لتضع بيضها مثل هذا. |
İlkbaharda yumurtlamak ve yavrularını büyütmek için buraya gelirler. | Open Subtitles | كل ربيع، يجنحون إلى الشاطىء لوضع بيوضهم وتربية صغارهم |
İlkbaharda yumurtlamak ve yavrularını büyütmek için buraya gelirler. | Open Subtitles | كل ربيع، يجنحون إلى الشاطىء لوضع بيوضهم وتربية صغارهم |
Erkek deniz kaplumbağaları hayatlarının tamamını denizde geçirirler ama dişiler, kuşlar gibi, yumurtlamak için karaya çıkmak zorundadırlar. | Open Subtitles | تقضي ذكور (السلحفاة البحرية) كل حياتها داخل البحر لكن الإناث , مثل الطيور عليها أن تأتي لليابسة لوضع بيضها |