Sistemin asıl gücü, gerçek-zamanlı ses tanıma. Yani yunuslara çabucak ve doğru bir biçimde yanıt verebiliyoruz. | TED | إلا أنَّ الروعة الحقيقية للنظام تكمن في الإمكانية الفورية للتعرف على الصوت، بحيث نستطيع إجابة الدلافين بسرعةٍ ودقَّة. |
Onu yunuslara vermelisin. Daha fazla istediler. | Open Subtitles | حسناً، يجب عليك أن تسلميه إلى الدلافين إنه مرغوب لديهم |
Evet, üçümüzde yunuslara binip her yere gider istediğimizi yapar herhangi birisi olabiliriz. | Open Subtitles | نعم ثلاثتنا على الدلافين نذهب الى اي مكان نفعل مانريد |
Yapmaya çalıştığım şey yunuslara seçme ve kontrol imkanı sunmaktı. | TED | أردت أن أقدم للدلافين إمكانية الاختيار والتحكم. |
Bundan yüzbin yıl önce, bazı kambur balinalar yunuslara tecavüz etti, ve şu anda elimizde olan bu. | Open Subtitles | منذ مئات الآف السنين بعض الحوت الاحدب إعتدت على دولفين وهذا ما حصلنا عليه |
yunuslara bakan Amerikalılar. | Open Subtitles | كانت ممتلئة بالأمريكيين يشاهدون الدلافين |
Araştırma sonucu frekanslardan birinin yunuslara ait olmadığını çıkardı. | Open Subtitles | ويظهر البحث أن واحدة من الترددات ليست لـ الدلافين |
Su geçirmez mikrofonlar, ekibin yunuslara kulak misafiri olarak onları takip etmesini sağlıyor. | Open Subtitles | الميكروفونات المضادة للماء تسمح للطاقم بالتنصت على الدلافين وبالتالى تتبعهم |
Bir hayvan gruptan ayrılıyor ve etrafında dönüyor çamuru bulandırarak tekir balıklarını diğer yunuslara götürüyor. | Open Subtitles | أحد الدلافين ينشق عن المجموعة و يأخذ بالتحرك بسرعة في شكل دائري، مثيراً الوحل ليدفع أسماك البوري نحو الدلافين الأخرى التي تنتظر حركته. |
Fakat yunus gösterileri için yunuslara ihtiyaçları olduğundan onlar da artık Taiji'ye gidip, yunusları oradan satın alıyorlar. | Open Subtitles | لابد أن يحصلوا على الدلافين من أجل متنزهات الدلافين لذا يذهبوا لشرائهم من "تايجي" الآن |
Donanmanın sonar testi ne yazık ki bazı yunuslara zarar veriyor. | Open Subtitles | وأن سونار البحرية يضر ببعض الدلافين |
yunuslara bakın bakalım. Yunuslar için gelmedik mi zaten? | Open Subtitles | لهذا السبب نحن هنا وهو الدلافين |
Aman Tanrım, yunuslara bayılırım. | Open Subtitles | اوه يا الهي ، انا احب الدلافين |
O...pu çocukları. Bu yunuslara uyuz oluyorum. | Open Subtitles | لقد سئمت من هذه الدلافين |
Fakat yunuslara yüzmek istiyorsun. | Open Subtitles | واردت ان تسبح مع الدلافين ؟ |
yunuslara bak. | Open Subtitles | انظري إلى الدلافين |
Annecik bayılır yunuslara. | Open Subtitles | وأنا أحب الدلافين -لا |
Um, ve yunuslara bir çeşit model rehber kullanmayı öğretiyoruz. | Open Subtitles | ونعلمها للدلافين بإستخدام نموذج إرشادي للتدريب |
Sarı yüzgeçli ton balıkları onları izledikleri için bundan haberdar olmalılar, ama yetişkin bir ton balığı ancak iki ya da üç yaşında hızla hareket eden dönücü yunuslara uyum sağlayabilecek kuvvete sahip olur. | Open Subtitles | ينبغي علي أسماك التونة صفراء الزعنفة الحرص فهي الهدف المحتمل للدلافين. لكن، فقط التونة البالغةعامها الثاني أو الثالث، وحدها تملك القدرةالكافية |
Bence nükleer deniz altı çalıp yunuslara çarpmayı düşünmeden okyanusa inmek bir oyun olmasa gerek. | Open Subtitles | افكر فى غرق غواصة افضل من صدم دولفين اتعتبر هذا جموح؟ |