Helikopterle aktif bir yanardağ gezisi, veya kristal berraklığında sularda yunuslarla beraber yüzmek. | Open Subtitles | حول بركان ودخانه في هليكوبتر او السباحة في مياه نقية جدا مع الدلافين |
Bahamalar'da, sosyal olarak benekli yunuslarla etkileşime geçen şişe burunlu sakinlerimiz de yaşıyor. | TED | في الباهاما لدينا أيضاً دلافين قارورية المنقار تتفاعل اجتماعياً مع الدلافين المرقَّطة |
Yani ben daha önce hiç yunuslarla yüzmedim. | TED | بالنسبة لي، لم أسبح مع الدلافين من قبل. |
O yüzden Meksika'ya gittim ve su altında yunuslarla yüzdüm. | TED | لذا ذهبت إلى المكسيك، وسبحت مع الدلافين. |
Bir de ben sevinsem. Sabah yunuslarla yüzüyordum. | Open Subtitles | أتمنى لو كنت سعيداً بالعودة، كنت أسبح مع الدلافين هذا الصباح. |
Benim de yunuslarla aynı problemim vardı... | Open Subtitles | لديّ نفس المشكلة عندما بدأت العمل مع الدلافين.. |
Bir de ben sevinsem. Sabah yunuslarla yüzüyordum. | Open Subtitles | أتمنى لو كنت سعيداً بالعودة، كنت أسبح مع الدلافين هذا الصباح. |
Balıkçılar güneyden gelen yunuslarla sümsük kuşlarını bekliyor. | Open Subtitles | يبحث الصيادون عن الدلافين وطيور الأطيش التي تصل من الجنوب |
Bu sabah Costa Rica'da yunuslarla yüzüyordum, ve bir şey fark ettim. | Open Subtitles | انا كنت اسبح هذا الصباح مع الدلافين في كوستا ريكا وادركت شيئا ما |
Mesela yunuslarla ilgili su altı çekimlerinde bunu kullanıyorlar. | Open Subtitles | عندما يسجلون الدلافين تحت الماء هذا مايستخدمونه |
Herkes yunuslarla yüzerken, öğretmen beni teknede tutmuştu. | Open Subtitles | نعم؟ المدرسه جعلتني أجلس على القارب بينما قام الجميع بالسباحه مع الدلافين |
Yunusların havuzda diğer yunuslarla birlikte olması gerek. | Open Subtitles | اتعلم ان الدلافين يحتاجون الى البقاء فى المسبح مع دلافيين اخرى؟ |
Efendim? yunuslarla yüzmem için beni Hawaii'ye götürür müsün? | Open Subtitles | هل يمكنك اخذي الى جزيرة هاواي لكي اسبح مع الدلافين |
Dediklerine göre Hawaii'de parasını vererek yunuslarla yüzülebiliyormuş. | Open Subtitles | يمكنك السباحه مع الدلافين اذا قمت بالدفع نقداً |
yunuslarla yüzmem için beni Hawaii'ye götürmeni istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تاخذني الى هاواي لكي استطيع السباحه مع الدلافين |
Geçen sene Hawaii'ye gidip yunuslarla yüzeceğime söz vermişti. | Open Subtitles | لقد وعدني السنه الفائته انه سيأخذني الى هاواي للسباحه مع الدلافين |
Buraya gelip yunuslarla yüzmek isteyen veya yüzme bilmediğin için yunuslarla oturmak isteyen sendin. | Open Subtitles | انت الذي طلبت المجيء الى هنا لانك اردت السباحه مع الدلافين او هالوقوف بجانبها لانه لايعرف السباحه |
yunuslarla yüzeceğiz, köpek balıklarını besleyeceğiz sıcak hava balonuna bineceğiz. | Open Subtitles | نحن ذاهبون كي نسبح مع الدلافين نطعم أسماك القرش، ونأخذ جولة بالمنطاد |
Kimse arkadaşının eski sevgilisiyle arkadaş kalmaz ona bakarsak, kediler de yunuslarla arkadaş olmaz. | Open Subtitles | الناس في العادة لا تبقى صديقة مع أحباب أصدقائهم السابقين، لكن أيضاً القطط لا تصبح صديقة الدلافين. |
Dolayısıyla bu çıktığımız küçük gezide sadece köpeklerle, kedilerle, balinalarla ve yunuslarla ilgilenmemelisiniz. | TED | ذلك، انها ليست مجرد الكلاب والقطط والحيتان والدلافين التي يجب أن تكون مدركاً ومهتماً بها في هذه الرحلة القصيره. |
Anne ofiste zaten yunuslarla yüzerken çektirdiğin resim var. | Open Subtitles | بربك يا أمي، لدينا بالفعل صورة لكِ وأنتِ تسبحين مع الدولفين |