Sanırım Bay Goldfinger ve benim tanışma zamanımız geldi. Toplum içinde, tabi ki. | Open Subtitles | حان وقت أتقابل مع جولدفينجر إجتماعيا ، بالطبع |
Doktorların dediğine göre artık konuşma zamanımız geldi. | Open Subtitles | من ما يقوله الدكتور، حان وقت حديثنا الآن |
Doktorların dediğine göre artık konuşma zamanımız geldi. | Open Subtitles | من ما يقوله الدكتور، حان وقت حديثنا الآن |
Sahneye çıkma zamanımız geldi. Yarışçılar üç yöne ayrılarak ilerliyor. Biz de üçe ayrılarak karşı atağa geçeceğiz. | Open Subtitles | لقد حان وقتنا ، هؤلاء المتسابقين سيأتون من 3 إتجاهات ، إنقسموا إلى 3 مجموعات لمجابهتهم |
Çünkü istemediği bir şeyi ona yaptıramayacağımızı fark etme zamanımız geldi. | Open Subtitles | لأن الوقت قد حان لنا كي نلاحظ أننا لا نستطيع أن نجعلها تفعل شيئاً ما لا تريد أن تفعله |
Uzun bir bekleyişten sonra, bizim zamanımız geldi. | Open Subtitles | بعد إنتظارنا الطويـل .. ها قد حان وقت سيطرتنا |
Evet, biz gecekuşlarının çıktığımız mağaralara dönme zamanımız geldi. | Open Subtitles | أجل، حان وقت عودتنا نحن صقور الليل زاحفين تحت الصخور التي أتينا منها |
Kaptan çok yumuşadı, bizim gitme zamanımız geldi artık. | Open Subtitles | لقد أصبح القبطان رقيقا حان وقت رحيلنا |
Bizim artık gitme zamanımız geldi. | Open Subtitles | لقد حان وقت ذهابنا سويا تذهبان ؟ |
Sadece gerçek dünyaya dönme zamanımız geldi. | Open Subtitles | لكن حان وقت ان نعيش في عالم حقيقي |
Artık hayatımızdaki bazı şeyleri değişirme zamanımız geldi. | Open Subtitles | أظن حان وقت إثراء الأمور قليلاً |
Gitme zamanımız geldi, Crow. | Open Subtitles | حان وقت مغادرة كلانا، كرو |
İnsanın evi, harekete geçme zamanımız geldi. | Open Subtitles | المنزل البشري، حان وقت تحرككم |
Bizim konuşma zamanımız geldi Şerif. | Open Subtitles | حان وقت التحدث الآن |
Yola düşme zamanımız geldi bir tanem. | Open Subtitles | حان وقت الذهاب يا عزيزتي |
Çünkü çünkü artık gitme zamanımız geldi. | Open Subtitles | إذ حان وقت رحيلنا |
Olmaz Charlotte, eve gitme zamanımız geldi. | Open Subtitles | آسفة (تشارلوت) حان وقت العودة إلى المنزل |
Bizim zamanımız geldi yine. Benim efendim "o"na hizmet ediyor. | Open Subtitles | حان وقتنا من جديد معلّمي يخدم المنشود |
Şimdi bizim zamanımız geldi ve seninki. | Open Subtitles | الآن ، لقد حان وقتنا ، ووقتك |
Sanırım dostça sohbet etme zamanımız geldi. | Open Subtitles | أظن الوقت قد حان لنتحدث من القلب للقلب |
Pekala. Sanırım gitme zamanımız geldi. | Open Subtitles | حسنا، أعتقد ربما حان الوقت بالنسبة لنا لمغادرة البلاد. |
Sanırım bunun hakkında konuşma zamanımız geldi. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت لنبدأ بالحديث عنه. |