İnsanların düşünmek için zaman ve yerleri olduğu zamanlar vardı | Open Subtitles | كان هناك وقت كان الناس يملكون فيه مفهوماً للزمان والمكان |
Her zaman bu kadar sıkı değildim. Benim de eğlenceli olduğum zamanlar vardı. | Open Subtitles | أنا لم أجرح بهذه الشدّة دائما كان هناك وقت عندما كنت مرحة |
Onu heryere izleyeceğim zamanlar vardı, ama şimdi tek yaptığımız kafa tokuşturmak. | Open Subtitles | كان هناك وقت أتبعه أينما ذهب لكن كل ما نفلعه الآن هو القتال |
Biliyor musun, önceden istediğim her adamı elde ettiğim zamanlar vardı, elde ettim de. | Open Subtitles | أتعرف، مرّ عليّ وقت كنت أستطيع الحصول على أيّ رجل أرغب به وقد فعلت |
Ülkemizin zulüm ve korku olmadan zenginleştiği zamanlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك وقت على تلك الارض تعيش بدون خوف او وحشيه |
"Çayır, koru ve dereli zamanlar vardı. | Open Subtitles | "لقد كان هناك وقتاً عندما المرج والبستان والنهر، |
Los Angeles'ta bir şişe şampanya alıp Paris'te uyandığım zamanlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك وقتًا أشرب كأسًا من الشمبانيا بلوس أنجلوس وأستفيق بباريس |
Beyler... bana baş spiker dediğiniz... zamanlar vardı. | Open Subtitles | ايها المحترمون لقد كان هناك زمن عندما كنتم تدعونني قائدكم |
Ülkemizin zulüm ve korku olmadan zenginleştiği zamanlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك وقت على تلك الارض إزدهرت فيه بدون خوف او وحشيه |
Kimsenin bana bu gibi bir soru sormaya cesaret edemediği zamanlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك وقت لا يجرؤ فيه أحد أن يسألني سؤالاً كهذا. |
Eskiden öyle zamanlar vardı ki kadınlara oyun oynamak yasaktı kadın rollerini genç erkekler oynardı. | Open Subtitles | كان هناك وقت لم يسمح فيهللنساءبالتمثيل.. والأولاد الصغار كانوا يقوموا بأدوار النساء. |
Yani, bu tarz şeylerin önemli olduğu zamanlar vardı. | Open Subtitles | يعني كان هناك وقت عندما هذا النوع من الشيء يهم حقا |
İnsanların olmadığı zamanlar vardı, insanlık sonrası zamanlar olacak. Kim bilir, belki yarın; | Open Subtitles | كما كان هناك وقت ما قبل البشرية سيكون هناك وقت بعدها |
Eskiden sesler duyan insanların aziz olarak görüldüğü zamanlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك وقت عندما كان الناس الذين سمعوا أصوات تعتبر القديسين. |
Eskiden bu binadaki insanların haber yazdığı zamanlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك وقت عندما كان من في هذا المبنى يكتبون أفضل الأخبار |
Uzayı anlayamadığımız zamanlar vardı. | TED | فقد كان هناك وقت لم نفهم فيه الفضاء. |
Polis memuru olmanın hayâlini kurduğum zamanlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك وقت عندما حلمت أن اكون شرطي |
Kendi barutumu kendim yaptığım zamanlar vardı ve her ne kadar 75:15:10 oranını kullanmak zorunlu olsa da işin sırrının kendi tasarımımda olduğunu gördüm. | Open Subtitles | أتعلم مرّت عليّ اوقات وقت كنت اقوم بتحسين بودرة مسدسي وعلى الرغم من ان النسب المثالية |
Çayır, koru ve dereli zamanlar vardı. | Open Subtitles | "لقد كان هناك وقتاً عندما المرج والبستان والنهر، |
Bu köprünün yarısını dahi geçmenin senin için mümkün olmadığını düşündüğün zamanlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك وقتًا حينما كان الوقوف في منتصف هذا الجسر كان من المستحيل أن يحدث |
Kahvaltı sofrasının medeni sohbetler için olduğu zamanlar vardı. | Open Subtitles | لقد كان هناك زمن حيث كانت منضدة الإفطار مكان للحوار الحضاري. |