Evet. Evet, evet harika zamanlardı. Harika bir yerdi. | Open Subtitles | نعم , نعم , كانت أوقات رائعة والمكان كان جميلا |
Gerçi daha zor zamanlardı ama.."uğurlar olsun" diyelim. | Open Subtitles | كانت تلك أوقات عصيبة لكن.. بارك لها الربّ، أليس كذلك؟ |
Evet. Tişörtüme çengelli iğne tak, beni o zaman gör. Güzel zamanlardı. | Open Subtitles | نعم, أضع دبوس بقميصى فأصبح رائعة أوقات جميلة |
Bana her şeyi öğrettin. Ne güzel zamanlardı onlar. | Open Subtitles | علمتني كل شيء، كانت تلك هي الأوقات السعيدة |
Karanlık zamanlardı. | Open Subtitles | ان لا البس حاملة الصدر تلك كانت اوقات مظلمة |
Muhteşem zamanlardı -- uzun uzadıya gece sohbetleri, arkadaş olmalar ve aslında, birbirimizden hoşlanmalar. | TED | كانت أوقاتاً رائعة، تحدثنا لليالٍ طويلة، أصبحنا أصدقاء وأخيراً وقعنا في حب بعضنا. |
Evet, o zamanlar çok zor zamanlardı, İslam yeni doğmuştu ve çok çalışmaları gerekiyordu. | Open Subtitles | حسناً نعم لقد كانت أوقات صعبة جداً بالتأكيد عند بدء الاسلام وقد |
Düşününce üniversitede geçirdiğim en güzel zamanlardı. | Open Subtitles | و حين أفكر بشأن ذلك ، فقد كان أروع أوقات دراستي حينها |
1950'ler ve 60'ların başları biz olgun kadınlar için zor zamanlardı. | Open Subtitles | عام 1950 وفي أوائل الستينات أوقات عصيبة لنا جميعاً من الفتيات الناضجة |
Ve 15 sene sonra onlardan 100 tane var. Kadromda 2000 kişi vardı -- ve öyle iyi zamanlardı ki. | TED | وبعد 15 سنة هناك-- هناك 100 مجلة. و 2,000 شخص في فريق العمل-- كانت أوقات عنيدة. |
-Oraları çok parlakmış. -Parlak zamanlardı, sanırım. | Open Subtitles | كان ساطع جدا أوقات لامعة ، على ما أظن |
-Oraları çok parlakmış. -Parlak zamanlardı, sanırım. | Open Subtitles | كان ساطع جدا أوقات لامعة ، على ما أظن |
Evet, muhteşem, şehvetli zamanlardı onlar. | Open Subtitles | نعم، كانت تلك أوقات جميلة وشهوانية |
- İyi zamanlardı. - Belki sona gelmişlerdir. | Open Subtitles | دعي الأوقات الطيبة تمضي لسوء الحظ ربما قربت من النهاية |
Güzel zamanlardı, işler iyi gidiyordu ve halkım zenginleşiyordu. | Open Subtitles | الأوقات كانت جيدة، واللعب كثير وشعبي يعيش برخاء |
Bilirsiniz, şu Natalie zamanları iyi zamanlardı. | Open Subtitles | اتعلمون,ناتلي,لديها اوقات ممتعة |
Geçen sene işkence gördüm. Güzel zamanlardı. | Open Subtitles | تعذيب ، العام الماضي اوقات جيدة |
Güzel zamanlardı. Hala oldukça ateşliyim. | Open Subtitles | أوقاتاً رائعة أنا ماأزال اتمتع بأثارة جميلة |
Senin için güzel zamanlardı, değil mi? | Open Subtitles | وهذا بناءاً على النغمة التي يسير بها العالم كان وقتاً رائعاً بالنسبة لكِ؟ |
Benim için duygusal zamanlardı. Basketbol zamanları. | Open Subtitles | لقد كان وقت عاطفياً بالنسبة لي كان بعد انتهاء الكره جيني مافعلتيه كان خطأ |
Başka zamanlardı başka bir ben vardı. | Open Subtitles | كان ذلك زمناً مختلفاً وكنتُ شخصاً مختلفاً |
Bu yüzden bir şeyleri konuşmak için en uygun vakit, eve geldiği zamanlardı. | Open Subtitles | و بذلك كان الوقت الوحيد الذي يمكننا فيه التحدّث عن أيّ شيء كان عندما تعود الى البيت |
Kimse bize yardım etmedi. Kimsenin umurunda olmadı. Onlar için zor zamanlardı. | Open Subtitles | .لم يساعدنا أحد ، لا أحد يهتم كان وقتا صعباً لهم |
Kapüşon ve maske takıyor pislik biri, iyi zamanlardı. | Open Subtitles | يرتدي قبعةً و قناعًا مريبًا أحمقٌ نوعًا ما أوقاتًا جميلة |
Berbat turuncu zamanlardı. | Open Subtitles | فقطلأجلأن يتكيفمعالخاصبي. لقد كان وقتًا كئيبًا |
Dostum, ne harika zamanlardı. | Open Subtitles | كانت أياماً جميلة |
Çok kötü zamanlardı. O yüzden konuşmazsak sevinirim. | Open Subtitles | كانت فترة محزنة جدًّا، لذا أفضّل ألّا نتحدّث عنها |
Takip eden aylar ikimiz içinde güzel zamanlardı. | Open Subtitles | الشهور التي تلت كانت وقت طيب لإثنان منّا. |
Evlat, çılgın zamanlardı. | Open Subtitles | كانت أياماَ مجنونة |