| Bazıları zarar gördü Ve ben de diğerleri zarar görmesin diye kalanları bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | , بعضهم تأذى و أنا احاول ايجاد الباقي من أجل ألا يتأذى أحد آخر |
| Muhtemelen öyle birine aşık oldu ya da zarar gördü. | Open Subtitles | من المحتمل انه تأذى من احدهن او يحب احداهن |
| Geçen sefer böyle bir şey yaptığımda pek çok insan zarar gördü. | Open Subtitles | ... آخر مرة فعلتُ شيئاً من هذا القبيل الكثير من الناس تأذوا |
| Sözümü dinlemedin ve bunun bal gibi farkındasın. Artı, müze zarar gördü. Sergileri alt üst oldu. | Open Subtitles | لقد خالفتني وأنت تعلم هذا وبالإضافة لذلك فقد تضرر المتحف وأفسد عرضهم |
| İtibarım zarar gördü ve uşağım vuruldu efendi! | Open Subtitles | سمعتي تدمرت وخادمي أُصيب بطلق ناري، سيدي. |
| Avustralya'nın birçok büyük şehri çok büyük zarar gördü. | Open Subtitles | نعم، معظم المدن الكبرى في أستراليا تضررت بشدة جدا، أيضا |
| Yaptıkların yüzünden bir sürü insan zarar gördü. | Open Subtitles | الكثير من الناس قد تضرروا... بسبب ما فعلته. |
| H.M.'nin hippokampı kaldırıldıktan sonra, kısa süreli hafıza oluşum yeteneği zarar gördü ancak tekrar yoluyla fiziksel görevleri öğrenebiliyordu. | TED | بعد إزالة حصينه، تأذت قدرة ه.م. على تكوين ذكريات قصيرة الأمد. لكنه استطاع تعلم المهام البدنية عبر التكرار. |
| Ana rahmindeydi ve beyninin bu parçası zarar gördü. | Open Subtitles | الذي كَانَ في رحمِكَ و هذا الجزءِ من دماغِه أُتلفَ. |
| Burada hanginiz öğretmene yağcılık yaptığı için zarar gördü? | Open Subtitles | من هنا تأذى لكونه محبوب الأستاذ؟ |
| En azından biri zarar gördü. | Open Subtitles | على الأقل أحدهم تأذى |
| Bir seçim yaptım Elena ve bu seçim yüzünden bir sürü insan zarar gördü. | Open Subtitles | قد أتخذت قراراً يا (إلينا)، وبسبب هذا القرار تأذى العديد من الناس. |
| Yaptığımız seçimlerden yüzünden zarar gördü! | Open Subtitles | لقد تأذى بسبب خياراتنا |
| Geçen sefer böyle bir şey yaptığımda pek çok insan zarar gördü. | Open Subtitles | ... آخر مرة فعلتُ شيئاً من هذا القبيل الكثير من الناس تأذوا |
| Bütün bunlar yüzünden insanlar zarar gördü ve öldü. | Open Subtitles | الناس قد تأذوا وقتلوا بسبب كل هذا |
| Bazı arkadaşlarımız zarar gördü. | Open Subtitles | بعضٌ من أصدقائنا قد تأذوا. |
| Faal voltaj ölçeklemem mermi yüzünden zarar gördü. | Open Subtitles | مستوى الجهد الحيوي لدي قد تضرر بسبب الرصاصة. |
| Babamın katı bombardımandan zarar gördü. | Open Subtitles | إنه منزل والدي تضرر بسبب القصف |
| Ama tam olarak kaç Hayvanlar zarar gördü Yapımında? | Open Subtitles | ولاكن فعليا كم حيوان تضرر لانتاجها؟ |
| Bugün kaos sırasında aklımdan geçti de mahallenin büyük kısmı bu sırada zarar gördü. | Open Subtitles | كنتُ أفكر أنه في خضم كل تلك الفوضى التي حدثت باكرًا اليوم تدمرت مساحة كبيرة من الحي. |
| Telsiz, düşüş esnasında zarar gördü. | Open Subtitles | لقد تضررت وحدة الأذن بسبب الهبوط |
| Onların yüzünden çok insan zarar gördü. | Open Subtitles | الكثير من الناس تضرروا بسببهم |
| H.M.'nin hippokampının kaldırılmasından dolayı, onun uzun süreli hafıza oluşum yeteneği de zarar gördü. | TED | بسبب إزالة حصينه، قدرة ه.م. على تكوين الذكريات طويلة الأمد تأذت أيضًا. |
| Olumsuz. Telsizim zarar gördü. | Open Subtitles | . سلبي . مرسلي أُتلفَ |