Benim zaten bildiğim bir şeyi tüm dünyaya kanıtlamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تثبت للعالم ما أعرفه بالفعل |
Bak, zaten bildiğim şeyleri hatırlamana gerek yok. | Open Subtitles | اسمعي، لا داعي لأتذكّر ما أعرفه بالفعل. |
Az önce zaten bildiğim bir şeyi onayladın. | Open Subtitles | تأكدت منكِ مما أعرفه بالفعل |
zaten bildiğim şeyden daha ilginç olabilecek bir şeyler bulamam. | Open Subtitles | ليس وكأني سأجد شيئاً هنا أكثر إثاره مما أعرفه مسبقاً |
zaten bildiğim bir şeyi öğrenmek için laboratuvarlara, genlere ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا أحتاجُ إلى مختبر أو جينات لكي يخبراني بما أعرفه مسبقاً |
Nereye gidiyorsun? Az önce benim zaten bildiğim bir şeyi onaylamış oldun. | Open Subtitles | تأكدت منكِ مما أعرفه بالفعل |
Bayan Marsh'ın anlattıkları yalnızca zaten bildiğim şeyleri onayladı. | Open Subtitles | أجوبة السيّدة (مارش) أكّدت لي ما أعرفه بالفعل. |
- zaten bildiğim bir şeyi söylediler. | Open Subtitles | ماذا يقولون؟ ما أعرفه بالفعل |
Bunlar zaten bildiğim şeyler. | Open Subtitles | إنهُ شيءٌ واقعي أعرفه بالفعل. |
Hayır, senin zaten bildiğim şeyleri bana söylemen için beklemekten daha iyi işlerim var. | Open Subtitles | لأن لدي أموراً أخرى أفضل لأفعلها و من ثم أنتظركِ قليلاً لتخبريني بما أعرفه مسبقاً |
Çünkü ufak bir parça çıkarıp, hastam kendi vücut sıvısında boğulurken laboratuarda oturup zaten bildiğim bir şeyi doğrulamak istemiyorum. | Open Subtitles | كي أؤكد ما أعرفه مسبقاً بينما مريضي يغرق في سوائله |