Çok pahalı. Halkımız, ormanın büyülü olduğunu zaten biliyordu. | Open Subtitles | لطالما عرف أهل قريتنا بأن الغابة المسحورة |
Halkımız ormanın büyülü olduğunu zaten biliyordu. | Open Subtitles | لطالما عرف أهل قريتنا بأن الغابة المسحورة |
Onun titizlik takıntısını zaten biliyordu çünkü daha önceden tanışıyorlardı. | Open Subtitles | كانت تعرف مسبقاً أنه مصاب بالوسواس القهري لأنهم تقابلوا من قبل |
Sadece inanmakla kalmadı.. ...zaten biliyordu. | Open Subtitles | لم تصدقني فحسب بل كانت تعرف مسبقاً |
- zaten biliyordu. | Open Subtitles | هي كانت تعرف مسبقاً |
O zaten biliyordu bu yüzden buraya getirdi bizi. | Open Subtitles | لقد كان يعرف مسبقاً لهذا السبب أحضرنا إلى هنا |
zaten biliyordu. | Open Subtitles | كان يعرف مسبقاً |
O benim ne yapmak istediğimi zaten biliyordu. | Open Subtitles | كان يعرف مسبقاً ما أخطط له |