Zeeb ve ben K Bölümü tarafından sorgulandık falakaya yatırıldık, bileklerimizden tavana asıldık, elektrik şoku yedik. | Open Subtitles | زيب " وأنا كان يتم التحقيق معنا من قِبل القطاع " كي " الجلد بالسوط على القدم ، التعليق من المعصم ، الصدمات الكهربائية |
Gardiyanlar hücrenin kapısının önünden her geçtiklerinde Zeeb işaret diliyle bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | في كل مرة كان يدخل حارسنا فيها إلى الغرفة كان " زيب " يبدأ بالغناء |
Ve yaşlı Zeeb işret diliyle anlatmaya başladı. "Karım, kızım, hayatım." | Open Subtitles | و " زيب " العجوز كان يُغني " زوجتي ، ابنتي ، حياتي " |
Zeeb Pasha adında çok cesur ve bir o kadar sağır bir komünistle Ankara yakınlarında aynı askeri hücreyi paylaşmıştık. | Open Subtitles | واحد من أشجع الرجال الذين تعرفت عليهم من قبل ، كان أصّم " زيب باشا " كان شيوعياً ، تشاركت معه زنزانة واحدة " في سجن حربي خارج " أنقرة |