| Yani ya kadın zehirliyor, ya da neden ağır metal değil. | Open Subtitles | لذا فإما تكون تسممه أو لا يكون تسمم بالمعادن |
| Ciğerleri zehirliyor, iç kanamaya ve organların iflasına neden oluyor. | Open Subtitles | انها تسمم الرئات مسببة نزيفا هائلا و فشلا بالأعضاء |
| ) ekmek kadar büyük, beni içeriden zehirliyor, ve bekliyor. | Open Subtitles | يسمم جسمى من الداخل وانتظر النهاية احضرت لك زهوراً ومع ذلك انت منزعجة |
| Favori diş ipliği markanız tüm ailenizi zehirliyor mu yoksa? | Open Subtitles | هل نوع خيط الأسنان المفضل لديك, يسمم عائلتك ؟ |
| Harold'ın oda arkadaşıyla konuşmaya gittim ve Harold'ın, hemşirenin onu zehirliyor olduğunu düşündüğünü söyledi. | Open Subtitles | ذهبت للتحدث مع شريك هارولد. وقال بأن هارولد اعتقد بأنها كانت تسممه. |
| - Onu zehirliyor. | Open Subtitles | لقد سممه. |
| - Birisi Stevie'yi zehirliyor mu? | Open Subtitles | إذن هناك من سمّم ستيف ؟ |
| Tessa ayrılmak istiyor, sen istemiyorsun. Bunun üzerine Tessa seni zehirliyor. | Open Subtitles | تيسا) تريد الانفصال( وأنت لا تريد ، لذا تقوم بتسميمك |
| Bu dünya beni ve tüm ırkımı zehirliyor. | Open Subtitles | .عالمنا يسممني أنا وجنسي |
| ABD hükümeti kendi halkını sıkıyönetim ilan edebilmek için zehirliyor. | Open Subtitles | الحكومة الأمريكية تسمم شعبها كذريعة. لإعلان قانون الأحكام العرفية. |
| Bu yüz, bu iğrençlik aşkımızı zehirliyor. | Open Subtitles | هذا الوجه هو العدوى التي تسمم حبنا |
| Kendini beğenmişliğiyle kendini zehirliyor. | Open Subtitles | إنها تسمم نفسها بغرورها الطائش |
| Bu kalbini zehirliyor. | Open Subtitles | إنها تسمم قلبك. |
| Orman kaçkını müziğin, çocuklarımızın beynini zehirliyor. | Open Subtitles | فموسيقاك تسمم عقول أولادنا |
| İstediği şekilde düşüncelerinizi zehirliyor. | Open Subtitles | إنه يسمم عقولكم ليحقق ما يرغب فيه |
| Ağacı zehirliyor. Bitkilerin köklerini emiyor. | Open Subtitles | إنه يسمم الأشجار، ويتغلغل عبر الجذور |
| İnsanların içine bir şey giriyor ve zihinlerini zehirliyor. | Open Subtitles | شيء يحصل داخل الناس و يسمم عقولهم |
| Yaratık ışığı yedikçe onu zehirliyor. | Open Subtitles | إنه يسمم الضوء بينما يتغذى عليه الوحش |
| Biri onu zehirliyor. | Open Subtitles | هناك من سممه |
| İnsanların akıllarını zehirliyor. | Open Subtitles | سمّم عقول الناس. أغلق صحيفته! |
| Catherine seni zehirliyor, ve ben senin hayatını kurtarmaya çalışıyorum! | Open Subtitles | كاثرين)، تقوم بتسميمك) ! وأنا أحاول إنقاذ حياتك |
| Senin hayatını tüketiyor ve bizim hayatımızı zehirliyor. | Open Subtitles | هذا الأمر يُتلف حياتك ويُسمم حياتنا |