| Ama her kimse, zevkine düşkün, ha? | Open Subtitles | لكن مهما يكن فإن لديه ذوق مرهف،أليس كذلك؟ |
| Neşeli, zarif ve dekorasyon zevkine sahip bir kadın. | Open Subtitles | امرأة سعيدة، لديها ذوق رفيع للتصميم الداخلي والديكور. |
| Açıkçası, arkadaş zevkine güveniyorum ama bu kızın daha çok uğraşması lazım. | Open Subtitles | أثق في ذوقك في اختيار الأصدقاء لكن تلك الفتاة تتطلب الكثير من الجهد |
| Ben sadece erkekler konusunda eski Serena'nın zevkine dönmeni istemiyorum. | Open Subtitles | فلا أريد أن أراكِ فحسب تعودين إلى ذوقكِ القديم في الرجال |
| Kız kardeşimin Norland' ı kendi zevkine göre düzenlemesi size acı veriyor olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه يؤلمك رؤية أختي تجديد نورلاند على ذوقها |
| Kendini çıplak ve izleniyor olmanın zevkine bırak. | Open Subtitles | إستسلمي للمتعة من وجودك عارية ووجود من يراقبك. |
| Senin zevkine en oldu? | Open Subtitles | أعني ما الذي حدث لذوقك ؟ |
| Şirket isimlerini DSC sitesinden almış, sonra da zevkine uyan birini bulana dek ofislerini gözlemiş. | Open Subtitles | لديه اسماء الشركات من لائحة الجبهة اذن فقد راقب المكاتب حتى وجد ما يراقب ذوقه |
| Gerçekleri gör artık. Bir papaz kadar kazancı olan ve ince bir marki zevkine sahip gençsin sen. | Open Subtitles | واجه الأمر، أنت إبن أصغر بذوق ماركيز و دخل كاهن |
| İçinde herkesin zevkine uygun bir şarkı olduğuna eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنَّهُ يوجد أغنية بداخله يمكن أن ترضي ذوق الجميع |
| Bazı kadınların zevkine güvenemezsin. | Open Subtitles | حسناً، لا يمكنكِ تفسير ذوق بعض النساء. |
| Kedilerin soğuk tavrına ve Zondra'nın kötü damak zevkine rağmen bence bir araya gelmeniz iyi oldu. | Open Subtitles | و"زوندرا "لديها ذوق ولكنى أعتقد أنه من الجيد أنك أعدتى التواصل معهم |
| Bunların bizim yani senin zevkine uymadığını söylerim. | Open Subtitles | سأجلس معها و أقول أن هذا ليس ذوقنا، "ذوقك" |
| Moda zevkine yansıdığı gayet belli oluyor. | Open Subtitles | حسناً , بالتأكيد لعبت دوراً مريعاً مع ذوقك بالأزياء -لم اتي هنا لأتعارك |
| Umarım bu tefrişat zevkine uygundur. | Open Subtitles | ... على ما آمل مكان إقامتك الجديد هذا سيلائم ذوقك |
| Ayrica zevkine de hayranim. | Open Subtitles | واسمحي لي بأن أقول أن ذوقكِ جيد جداً |
| Erkekler konusundaki son derece kötü zevkine rağmen görünen o ki, tamamen işe yaramaz değilmişsin. | Open Subtitles | برغم... ذوقكِ السيء في اختيار الرجال فقد اتّضح لي أنّكِ لستِ كلّياً بلا فائدة |
| Evet, puset zevkine bayıldım. | Open Subtitles | أحب ذوقكِ في إختيار عربات الأطفال |
| İyi haber, tutumlu alışveriş alışkanlıklarına ve yapay peynir zevkine bakarsak zengin avcısı olmadığı ortada. | Open Subtitles | اخبار جيدة بناء على عادات التسوق المتقشفة خاصتها و ذوقها بالأجبان الاصطناعية من الواضح انها ليست طماعة |
| Edie'nin makyajından, erkek zevkine kadar her şeyi ile dalga geçerdi. | Open Subtitles | (كانت تسخر من كل شئ بدءاً من ماكياج (إيدي و حتى ذوقها في الرجال |
| zevkine öldürülmüş. | Open Subtitles | القتل للمتعة. |
| zevkine bayıldım. | Open Subtitles | أنا مندهش لذوقك |
| Yani kart dükkânı sahibinin, adamın zevkine uygun biri olmadığından eminim. | Open Subtitles | أقصد بأني متأكدة تماما أن ذوقه ليس مقتصرا على صاحبات محلات البطاقات |
| Majestelerinin zevkine hayranım ancak danışmanlarınıza teessüf ederim. | Open Subtitles | أنا معجب بذوق جلالتكم ويأسفني رأي مستشارك |
| Artık Haziran gelmeden İngiltere'de denize girme zevkine eremiyorum, ya siz? | Open Subtitles | لا أتذكر الأستمتاع بالسباحة فى "أنجلترا" حتى شهر "يونيو" , أليس كذلك ؟ |