Onun da zor bir durumda olduğunu biliyorum, doğru olan şeyin bu olduğunu söyleyecek çünkü reddetmek için mantıklı bir sebep yok. | Open Subtitles | أعلم أنه في موقف صعب عليه أن يخبرني بأنه الشيء الصائب لفعله لأنه لا يوجد أي سبب معقول للقول بأنه ليس كذلك |
Ama bu sizi Lort Mansfield karşısında çok zor bir durumda bırakacak. | Open Subtitles | هذا سيضعك في موقف صعب مع اللورد مانسفيلد |
zor bir durumda, zor bir seçim yapmak zorunda kalan bir genç kızdınız. | Open Subtitles | كنتِ مراهقة واخترتِ اختيارًا صعبًا في موقف صعب |
Artie çok zor bir durumda. | Open Subtitles | أرتي في حالة صعبة ؟ |
Şidmi, seni zorlayan çok problemin olduğunu... ve zor bir durumda olduğunu biliyorum... ve kararını bu tarz bir... baskı altında vermeni istemiyorum. | Open Subtitles | اعلم بأن لديك الكثير من المشاكل وانت في وضع صعب ولا اريدك أن تتخذي قرارك |
Tek kelime daha ederseniz kendinizi çok zor bir durumda bulabilirsiniz. | Open Subtitles | وان قلتي كلمه اخرى سوف تجيدين نفسك في مكان ضيق |
Beni burada ne kadar zor bir durumda bıraktığının farkında mısın? | Open Subtitles | أنتي تضعيني في موقف صعب |
Jan... şirketi çok zor bir durumda bırakıyor. | Open Subtitles | "جان " وضعت الشركة في موقف صعب جداً هنا |
Beni çok zor bir durumda bırakıyorsun. | Open Subtitles | أنك تضعنى في موقف صعب جدا |
Ne kadar zor bir durumda olduğunuzun farkındayım. | Open Subtitles | أدرك أنّك في موقف صعب جدا |
Beni çok zor bir durumda bırakıyorsun Jethro. | Open Subtitles | أنت تضعني في موقف صعب يا (جيثرو). |
Peiji, Henan zor bir durumda. | Open Subtitles | (بيجي)، "هنان" في حالة صعبة. |
RL: Öyle tabii, şirketler de tıpkı bizim gibi zor bir durumda, çünkü şirketler, bizim tarafımıza bilgi sağlamaya, zorlanıyorlar, diğer ülkelerde de böyle. | TED | ريتشارد: هذا صحيح, فعلا الشركات هي التي في وضع صعب , كما نحن, لان الشركات, نحن نشجعهم على تقديم المعلومات, كما تفعل اي دوله اخرى. |
Galaxy zor bir durumda. | Open Subtitles | فريق ( جالكسي ) في وضع صعب الان |
Bir süre sonra, adamımız kendini zor bir durumda bulur... ve ilk mektubu okur, mektupta "Bütün suçu bana yükle." der. | Open Subtitles | حسناً، قريباً بما فيه الكفاية هذا الرجل وجد نفسه في مكان ضيق لذا فتح الخطاب الأول والذيقال:" لمكلشيءعلي" |
Bir süre sonra, adamımız kendini zor bir durumda bulur... ve ilk mektubu okur, mektupta "Bütün suçu bana yükle." der. | Open Subtitles | حسناً، قريباً بما فيه الكفاية هذا الرجل وجد نفسه في مكان ضيق لذا فتح الخطاب الأول " والذي قال : " لم كل شيء علي |