"zorladı" - Traduction Turc en Arabe

    • أجبرني
        
    • أجبر
        
    • أجبرتني
        
    • أجبرك
        
    • أجبرت
        
    • أجبركِ
        
    • أجبرتك
        
    • أرغمني
        
    • عزف بقوة
        
    • وأجبرني
        
    • دفعني
        
    • أجبرنا
        
    • أجبره
        
    • أجبرته
        
    • أجبرها
        
    Onu sevdim, çünkü beni zorladı aramaya ve neşeye tutunmaya. TED إنني أحبه لأنه أجبرني على إيجاد البهجة و التعلق بها.
    Geçen hafta, stüdyoyla üç yıllık bir sözleşme daha imzalamaya zorladı beni. Open Subtitles في الإسبوع الماضي أجبرني على توقيع عقد لمدة ثلاثة سنوات مع الإستديو
    Bu klipler ve bunlar gibi diğerleri, ordu ve polisi soruşturma yapmaya zorladı. TED هذه الفيديو, وغيره, أجبر الجيش والشرطة على بدء تحقيقات.
    Yeniden sıradan ve sıkıcı olmam konusunda savaşmam için beni zorladı. Open Subtitles لقد أجبرتني أن أقاتل طريقي عائدة إلى الحياة الإعتيادية و الممل
    Suçlanacak biri varsa o da Kurucu'dur, seni tetiği çekmeye o zorladı. Open Subtitles إذا كان هناك من يُلام فهو المؤسس، لقد أجبرك على إطلاق النار.
    Bunu takiben uluslararası medya yerel yönetimi sahillerin temizlenmesine 10 milyon dolar ayırmaya zorladı. TED التغطية الإعلامية العالمية التي تلت الحدث أجبرت الحكومة المحلية على التعهد بصرف 10 ملايين دولار لتنظيف السواحل.
    Bu da ondan kalıcı olarak kurtulmaya zorladı sizi. Open Subtitles وذلك أجبركِ على التخلص منه بشكل دائم
    Sırf küçük düşürmek için toplantının ortasında açmaya zorladı beni. Open Subtitles أجبرني على الردّ خلال الإجتماع حتى يقوم بالتحقير مِن شأني.
    Bu yüzden zaman çizgileri arası seyahati göstermem için zorladı. Open Subtitles و لهذا أجبرني على تعلميه طريقة السفر بين خطوط الأحداث
    Yaşım senin yaşından biraz büyükken babam beni Ruslar için çalışmaya zorladı. Open Subtitles لقد أجبرني أبي على الإنضمام للخدمة الروسيّة حين كنت أكبر منك قليلا
    Bu kabul edilemez sosyal adaletsizlik, beni, dünyamızdaki temiz su problemi için bir çözüm bulmaya zorladı. TED هذا الظلم الاجتماعي غير المقبول أجبرني على أن أرغب في إيجاد حل لمشكلة المياه النظيفة في كوكبنا.
    Bu sorgulama Çin'de çevre bilincinin oluşmasını sağladı ve Çin hükûmetini kirliliğe karşı önlem almaya zorladı. TED وقد أدى هذا التساؤل إلى صحوة بيئية نوعية في الصين، مما أجبر الحكومة الصينية على معالجة مشاكل التلوث لديها.
    Ama onun yüzünden! Şişkoyu zorladı. Open Subtitles و لكنه هو ، هو الذى أجبر البدين على القفز
    Vatanımdaki savaş beni 9 yıl önce 2008'de Uganda'ya kaçmaya zorladı. TED أجبرتني الحرب في وطني على الفرار إلى أوغندا في عام 2008، قبل 9 سنين مضت.
    Çok üzgünüm. Willow zihin gücünü kullanarak beni onu serbest bırakmaya zorladı. İyi misin? Open Subtitles أنا آسفة , ويلو أجبرتني علي تحريرها بعقلها , هل أنتَ بخير ؟
    Başpiskopos seni kızarkadaşını ve diğerlerini kendi izlerken seks yapmaya zorladı mı? Open Subtitles هل أجبرك القس أنتَ و صديقتك وآخرون على أداء أدوار جنسية بينما كانَ يشاهد هو هذا نعم أم لا ؟
    Verilen ağır zayiatlar, Bombardıman Komutanlığı'nı, gece uçuşları yapmaya zorladı. Open Subtitles الخسائر المروعه أجبرت قيادة سلاح القاذفات على تعديل موعد الغارات ليصبح ليلاً
    Yaşayan ölü oduncu, Bay Maclean ile yatmaya zorladı. Open Subtitles هل أجبركِ الحطّاب الزومبي على ممارسة علاقة مع السيّد (مكلين) ؟
    - Polis gelmen için zorladı değil mi? Open Subtitles أجبرتك الشرطة علي المجيء أليس كذلك ؟
    Sonunda benliğimi kaybetmem için kendi dilini konuşmaya zorladı. Open Subtitles وأخيرا ، لكسر روح بلادي ،بداخلي أرغمني على التحدث بلغته
    Çünkü birileri onları zorladı. Open Subtitles "لأن أحدهم عزف بقوة"
    Rawley kocamı öldürüp ortağı olmam için beni zorladı. Open Subtitles قتل راولي زوجي وأجبرني على أن اكون شريكته
    Cooter dün gece limitlerimi zorladı. Open Subtitles كوتر" حقا دفعني" لاقصى حدودي الليلة الماضية
    Bu bir trajediydi, fakat bu olay yaptığımız işte tekrar odaklanmaya zorladı bizi. TED لقد كانت مأساة، لكنه أجبرنا حقاً على إعادة التركيز على ما كنا نفعله.
    Bugünkü durum Başkan'ı, diğer acil meselelere dikkat göstermeye zorladı. Open Subtitles الموقف اليوم أجبره على أن يعير انتباهه لأمور لا تقل أهمية
    Tüm hisselerini ona satması için zorladı. Sence eşcinsel mi? Open Subtitles لقد أجبرته على بيع كل حصته لها أتظن انها شاذه؟
    Ve onu seks ile serbest bırakmaya zorladı. Open Subtitles و أجبرها على أن تمارس الجنس معه مقابل حريتها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus