Biliyorum hep benim seni zorladığımı düşünüyorsun ama bütün hepsi babanın başının altından çıkıyor. | Open Subtitles | أعلم أنكِ تودين الإعتقاد بأني أضغط عليكِ لكن الواقع هو أنّ والدكِ هو من يواصل الضغط |
Hayır. Bana, onu çok zorladığımı söylemiştin. Ama bir şeylerin yanlış olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لا , قلت لي أنني كنت أضغط عليها كان صعباً علي , ولكني كنت أعرف أن شيئا ما كان خطأ |
Seni zorladığımı düşünüyorsan eğer, bunun sebebi sadece gelecek olana karşı seni hazırlamaya çalıştığım içindir. | Open Subtitles | إن حسبتني أضغط عليك، فهذا لأنني أحاول إعدادك لما هو آتٍ. |
Seni bunu yapmaya zorladığımı söylemeni istemeye geldim | Open Subtitles | أريد أن تخبريهم بأنني أجبرتك على فعل ذلك |
Holbrook, Tanner'a videoyu gösterirse seni gelmen için zorladığımı söyleyeceğim. | Open Subtitles | إن سلم هولبروك الفيديو لتانر سأقول فقط أنني أجبرتك على الذهاب معي |
Seni bu işe benim zorladığımı söyleyeceksin, ama burada olmazsam daha da doğrusu cesedim ortada yoksa bu mahvolman anlamına gelir. | Open Subtitles | ستقول اني اجبرتك على الحضور واذا لم اكن موجود يتحديد أكثر جسدي لن يكون هنا قد تكون لديك الفرصة بالنجاة |
Seni okul için fazla zorladığımı mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | تظنين أنني أضغط عليكِ بشدة iفي الدراسة لتنجحي |
Cesaret vermeye çalışıyorum ama ondan sonra onu zorladığımı söylüyor. | Open Subtitles | وأنا أحاول أن أكون داعمة، -لكنها تخبرني أنني أضغط ... |
Seni çok zorladığımı düşünüyorsun. | Open Subtitles | تشعر أني أضغط عليك |
- Seni zorladığımı biliyorum... | Open Subtitles | -أعلم بأني كنت أضغط عليك |
Çünkü biraz içmemiz gerekiyor ve insanların seni zorladığımı düşünmesine izin veremem. | Open Subtitles | ولا يمكنني أن أجعل الناس يظنون أنني أجبرتك على ذلك شكراً |
Beni depoya getirebilecek olan Balina'nın kaçması için seni zorladığımı düşünecekler. | Open Subtitles | سيظنون بأنني أجبرتك على إخراج (ويل) حتى يقوم بإصطحابي إلى المخزن. |
- Ona benim haberim olmadığını, ve bana anlattığında, seni itiraf etmen için zorladığımı söyleyeceksin. | Open Subtitles | -ستخبرينهم أنه لم يكن لدي أدنى فكرة وأنك حين أخبرتني بالحقيقة أجبرتك على الاعتراف |
Peki, sizi zorladığımı söyleyin. | Open Subtitles | حسنًا، قولي لهم أنني أجبرتك |
Seni Jay'e gitmene zorladığımı düşün, ve şöyle de," Beni istediğini biliyorum." | Open Subtitles | (تخيلي لو اجبرتك على الذهاب الى (جاي "وقول "أعلم أنك لا تزال تحبني |