Burada, zulme uğradığımız, gerçek mizacımızı sakladığımız bu yerde tıkılıp kalmak zorunda değildik. | Open Subtitles | لم يكن علينا البقاء هنا عندما كنا مضطهدين عندما كان علينا إخفاء ماهيتنا |
Otizm davranışlarının iki yaşına gelince ortaya çıkmasını beklemek zorunda değildik. | TED | لم يكن علينا أن ننتظر سلوك التوحد للظهور في السنة الثانية من الحياة. |
Hayatımı kurtardığın için teşekkürler ama oraya gitmek zorunda değildik. | Open Subtitles | شكراً أنقذت حياتي لكن لم يكن علينا أن نخرج |
Narkotik'te bu koca adam ayakkabılarını giymek zorunda değildik. | Open Subtitles | لم يكن علينا ان نرتدي هذه الأحذية الكبيرة في وحدة المخدرات. |
Bunu riske atmak zorunda değildik. | Open Subtitles | لم يكن علينا ان نخاطر |